Bursa İş Kadınları ve Yönetecileri Derneği BUİKAD Başkanı İpek Yalçın, İşte Kadınlar'a hem özel hayatını, hem derneğin faliyetlerini anlattı hem de iş kadınlarına çarpıcı tavsiyelerde bulundu. Yalçın "Çocuğum yanımda ben işimin başında" projesi ile sanayi bölgelerinde kreş açılmasının kadınlar için ciddi bir kazanım olacağını söyledi.

Çağdaş Türk kadınının, iş hayatının ayrılmaz bir parçası olmasını sağlamak için yola çıkan Bursa İş Kadınları ve Yöneticileri Derneği, girişimci ve üst düzey yönetici kadın üyeleriyle birlikte başarılı işlere imza atıyor. BUİKAD’ın geçen yıldan bu yana başkanlığını yürüten İpek Yalçın, otomotiv sektöründe faliyet gösteren ve kadın üst düzey çalışan oranı yüzde 50 olan Thierry Diniz firmasında ticaret müdürü olarak çalışıyor.
Tüm enerjisini üretim ve tedarik zincirindeki kadın istihdamının artması için harcayan Yalçın İpek, istekadinlar.com’a hem özel hayatını, hem BUİKAD’ın yaptığı çalışmaları anlattı, hem de özellikle girişimci olmak isteyen kadınlara önemli tavsiyelerde bulundu.


 

ANNELİK YÖNETİM BECERİSİNİ GELİŞTİRİYOR
1972 Eskişehir doğumluyum. 4 kişilik çekirdek bir ailede büyüdüm. Bir kızkardeşim var. Babamın memur olması nedeni ile farklı illerde okumak zorunda kaldım. En son Bursa’ya taşındık. Uludağ Üniversitesi Matematik Bölümü mezunuyum. Evliyim 12 yaşında Yiğit isminde bir oğlum var. Klişe bir laf ama annelik tüm duyguların ötesinde. Hiçbir karşılık beklemeden sevginizi verdiğiniz tek varlık. Ayrıca annelik duygusunun yöneticilik becerilerini de geliştirdiğini düşünüyorum

ÇOCUK YETİŞTİRME SORUMLULUĞU ZOR
Kadın olarak dönüm noktası anne olmak diyebilirim. Yaptığın tüm davranışların sorumluluğunu, artısı eksisini kendin kabul edip hareket edebiliyorken; çocuğun olduğunda; yetiştirdiğin bireyin ileride topluma olan katkısı, mutlu ve doğru bir çocuk yetiştirme sorumluluğu gerçekten zor.
 
LOJİSTİK ONDAN SORULUR
1993 yılında işe başladım. 2,5 yıllık bir tekstil deneyimi sonrası; 15 yıl Aunde Teknik kumaş firmasında Lojistik ve Satış Müdürlüğü görevini yürüttüm. Son 4 yıldır Johnson Control - Diniz Holding iştiraki olan ve otomotiv yan sanayi olarak kumaş üreten Thierry Diniz firmasında Ticaret müdürü olarak görev yapıyorum. Lojistik, satış ve satın alma operasyonlarından sorumluyum.

PLANLI VE DAKİK OLMAK ÖNEMLİ
20 yıldır otomotiv sektöründe çalışmak hele ki lojistik konusunda uzmanlaşmış olmak beni biraz dakik ve planlama konusunda hassas hale getirdi. Bu iş yaşamında iyi olsa da özel hayatımda çevremdekiler için sorun olabiliyor. Çünkü her işi zamanında yapılmasını isterim, plansız, yazılı hale getirmeden iş yapmamaya özen gösteririm. Analitik düşünce yeteneğimin yüksek olduğunu düşünüyorum. Bir yönetici olarak ise; uzlaşmacı olmaya, karşımdakini dinlemeye ve empati kurmaya özen gösteriyorum. Korku ve baskı ile uygulanan bir yöneticilik modelinin başarılı olacağına asla inanmadım ve inanmayacağım. Hedefim benim ile çalışanlar için yönetici değil bir lider olmak.
STRESLİ VE YOĞUN BİR TEMPOM VAR
Sabah 08.00 de işe başlıyorum ama akşam bitiş saati belli olmuyor, özelikle dernek ile tanıştıktan sonra iş çıkışı ve hafta sonlarım da dernek faaliyetleri ve etkinlikleri ile dolmaya başladı. Stresli ve yoğun bir iş tempom var ancak işimi seviyorum. Rutin bir düzen olmaması ve hergün farklı konular ile uğraşmak , çözüm üretmeye çalışmak dinamik kalmasını sağlıyor insanın.
İŞİ EVE TAŞIMAK RAHATSIZ EDİYORDU
İş hayatımın ilk yıllarında işte yaşadığım herşeyi eve taşıyordum bu hem kendimi hem de ailemi rahatsız ediyordu. Ayrıca başka insanların düşünceleri ve tavırları iş yapışımı etkiliyordu. Ancak daha sonra; işin işte; ev ile ilgili durUmların evde kalması prensibini çok güzel oturttuğumu düşünüyorum. Ayrıca eğer kendi yaptığım işten memnun isem ve başarılı olduğumu düşünüyor isem başka bir kişinin benim üzerinde negatif etki bırakmasına izin vermiyorum.
DEVİR İNOVASYON DEVRİ
Otomotiv sektörü de diğer sektörler gibi Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik ortamlardan çok hızlı etkilenmekte. Son dönemlerde yaşanan krizler; sınırlarımızda gelişen olaylar ve Rusya ile olan ilişkiler maalesef otomotivi de etkiliyor. Otomotiv kültürü diğer tüm sektörlerden farklı bir bakış açısı barındırmakta ve Bursada ki bir çok kurum bu kültürü benimsemiş durumdadır. Otomotivin gerektirdiği şartnameler, belgeler, design ve kalite beklentileri birçok otomotiv firmasını eğitmiştir. Otomotiv sektörü yan sanayi ile beraber Bursa’yı hem istihdam hem ekonomik olarak sırtlayan bir pozisyonda. Devir inovasyon devri. AR-GE ve inovasyonun önemi çok iyi algılanırsa, katma değeri yüksek ürünler üretilir ise; gelecekte ülkeye çok daha büyük katma değerler katılacaktır.
NOKTALAMA PROJESİ ÜNİVERSİTELİ KIZLARA KOÇLUK YAPIYOR
Buikad’ın gururla lanse ettiği ve en güvendiği projelerinden biri olan Noktalama Projesinde ; koçluk eğitimi alan üyelerimiz tarafından Uludağ Üniversitesi’nin 3. veya 4. sınıfında okuyan kız öğrencilere koçluk yapılmaktadır. Böylece, kız öğrencilerimiz iş hayatını yakından tanıma fırsatı bulup, ilgili alanlarını doğru tespit ederek, kendilerini geliştirmeleri gereken alanları belirleyip ve bu yönde henüz mezun olmadan hazırlık yapma fırsatı yakalamaları hedeflenmiştir. Her sene bu projeye yenilikler katmaktayız. Geçen sene koçluk yanında öğrencilerin kişisel gelişimlerine yönelik eğitimler düzenledik. CV hazırlama, mülakat teknikleri, sunum teknikleri gibi. Ayrıca dönem sonunda bir panel düzenleyerek rol modelleri ile buluşturduk onları. Kafalarındaki tüm soruları sordular. Çok keyifli ve verimli bir panel oldu. Bu sene de öğrencilerimizin en büyük eksikliği olan dil eksikliklerini gidermek ve pratik yapmalarını sağlamak için girişimlerimiz var.
SANAYİ BÖLGESİNE KREŞ AÇILACAK
Diğer yeni projemiz ise “ Çocuğum yanımda ben işimin başında” projesi. Çalışan kadının önündeki en büyük engellerden biri çocuk ve yaşlı bakımı. Bu konuda organize sanayi bölgelerinde kreş açılmasının kadın çalışan sayısını arttıracağını düşünüyoruz. Projemiz ilgili makamlara sunuldu eğer onaylanır ise gerçekten Bursa ve kadınlar için ciddi bir kazanım olacak.

KADIN YÖNETİCİ ORANI YÜZDE 50
Bunu heryerde söylüyorum ama ben bu konuda biraz şanslıyım galiba. Çalıştığım şirketlerin yabancı ortaklı olması belki bunun bir nedeni. Ben bu 20 yılda kadın olduğum için bir dezavantaj yaşamadım. Cinsiyetime göre değil, yaptığım işe göre değerlendirilmek bir ayrıcalık olmamalı. Şu anki firmamda kadın üst düzey yönetici oranı yüzde 50. Yabancı ortağımzı da bu bir performans kriteri. Kadın çalışan sayısı ve kadın yönetici sayısı takip edilmekte
POZİTİF AYRIMCILIK DEĞİL EŞİTLİK İSTİYORUZ
Yukarıda da bahsettiğim gibi ben şanslıydım cinsiyetimin dezavantajını yaşamadım ve her yerde söylediğim gibi biz kadınlar pozitif ayrımcılık değil eşitlik istiyoruz. Bir birey olarak değerledirilmek istiyoruz. Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlenmesi Birimi ortaklığında oluşturulan kadınların, tüm sektörlerde ve her düzeyde, ekonomik yaşamın içinde yer alabilmelerini sağlamak amacıyla kadınların güçlenmesini hedefleyen ve özel sektörün en önemli girişimlerinden biri olan Kadının Güçlenmesi Prensiplerini yani WEPS prensiplerini; hem bireysel hem de dernek olarak destekliyoruz. Dünya artık kadının iş hayatına entegre edildiğinde ulaşılan başarıyı kabul etmiş ve uygularken biz hala kadın-erkek diye bir ayrımı konuşmamalıyız. Ulu Önderimizin bir sözünü çok seviyorum. “ İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşur. Kabil midir bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünü ilerleyebilsin! Mümkün müdür ki bir cismin yarısı toprağa bağlı kaldıkça, öteki yarısı göklere yükselebilsin!

İŞ KADININ DOLABINDA SİYAH ELBİSE OLMALI
Buikad’ın etkinlikleri nedeni ile hafta 2-3 kez kuaföre gidiyorum. Çok makyaj yapmayı sevmem ve estetik bir uygulama yaptırmadım. Şu an için yaşımın bana kattığı çizgilerden memnunum ama ileride gerekli görür isem düşünebilirm de. İş yerinde klasik giyinmek zorundayım ama hafta sonlarında rahat kıyafetler giymeyi ve makyaj yapmamayı tercih ediyorum. İş kadının dolabında; siyah bir elbise, beyaz gömlek ve siyah bir pantalon mutlaka olmalı . Her insan kendi modasını kendi yaratmalı diye düşünüyorum.
EN BÜYÜK KEYİF SEYAHATE GİTMEK
Maalesef spor en büyük eksikliğim. Listemde en üstte yazılı ama bir türlü ona zaman ayıramıyorum. Arkadaşlarımız ile her hafta sonu mutlaka biraraya geliriz. Konsere ve sinemeya gitmeyi ve ailece evlerimizde görüşmeyi tercih ediyoruz. En büyük keyfimiz ise arkadaşlarımız ile yurt içi ve dışı seyahate gitmek. En son “ start with why” adlı kitabı okudum arkadaşımın tavsiyesi ile. Televizyon için çok zamanım olmasa da beni ruhen karamsarlığa düşürmeyecek, şiddet ve dram içermeyen komedi dizilerini seyretmeyi tercih ederim.

 
HAYALLERİNİZDEN VAZ GEÇMEYİN
İş kadınlarına başarılı olabilmeleri için tavsiyelerim; Sebat etmek, hayallerinin peşinden gitmek ve vazgeçmemek, kariyer planlarını 5 yılda bir gözden geçirmek ve empati kurmayı becerebilmek.
GİRİŞİMCİ KADINLAR MENTOR DESTEĞİ ALABİLİR
Girişimci olmak isteyen kadınlar için son dönemlerde çok ciddi destekler var. Kosgeb’in girişimcilik kurslarını, Avrupa Kalkınma Bankası’nın kadın destek programlarını takip edebilirler. Ancak en önemlisi bir işi kurmak değil sürdürebilmek ve bence bu konuda mentörlük veya danışmanlık almalarının ciddi bir avantaj sağlayacağını düşünüyorum. Bunlar ile ilgili Buikad da dahil olmak üzere güzel çalışmalar var. Bu nedenle girişimci kadın adaylara destekleri takip etmelerini; başarısını kanıtlamış hemcinsleri ile aynı platformda olacak fırsatlar yaratmalarını tavsiye ederim.
EŞİTLİK İÇİN BİZ ANNELERE ÇOK İŞ DÜŞÜYOR
Maalesef hala töre ve kadın cinayetlerinden konuşuyoruz. Kadına şiddeti tartışıyoruz. Öncelikle biz annelere çok iş düşüyor. Çünkü o erkekleri de yetiştiren bizleriz. Bazen istemeden kurduğumuz “ kız gibi ağlama” erkek gibi oturma” gibi söylemler çocuklarımızı daha küçük yaştan bir cinsiyet ayrımı ile yetiştirmemize neden oluyor. Tabiki birbirimizden farklıyız, tabiki her bir cinsin birbirine göre avantaj ve dezavantajları var. Ama ne zaman bu farklılıkların avantajını iyi kullanabilir, insan- kadın haklarına saygılı oluruz işte o sürdürülebilir bir kalkınmayı konuşur oluruz. Kadın titizliği, vizyonu ve bakış açısı ülkemizi üst seviyelere taşıyacak değerdedir. Bu sene derneğimizİn mottosu olarak “Kadın Güçlenir ise Toplum Güçlenir“ mesajı ile hem erkek iş verenlere hem de hemcinslerimize iş hayatına aktif katılmalarınının mesajını vermekteyiz. Kadının iş hayatındaki statütüsü arttıkça sosyal hayatta da statüsü artacaktır. Kadın çalışmalarına verdiği destek ile de hep anılacak olan Merhum Mustafa Koç’un dediği gibi “kadınsız tplum yarınsız toplumdur.”