15 yaşındaki öğrencilerin okuma, fen ve matematik okuryazarlıklarını ve becerilerini ölçen Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) 2015 Araştırması Raporu, tekrar eğitim sistemini tartışmaya açtı.

Türkiye, 72 ülkenin katıldığı bu araştırmada 2012 verilerinden daha kötü bir tablo ortaya koydu. OECD’nin gerçekleştirdiği bu çalışmada, 34 OECD ülkesi arasında sondan 2’nci sırada yer aldı. Türk öğrenciler, sıralamada fen alanında 41’inci, okuma-anlama becerilerinde 37’nci, matematikte 44’üncü sırada.

Peki bu kadar kötü sonuçlar neden alındı? Türk öğrenciler gerçekten bu kadar başarısız mı? Bu başarısız tablonun sorumlusu bazı kesimlerin söylediği gibi öğretmenler mi? Öğretmenin de içinde yetiştiği bu eğitim sisteminde sorun nerede? Ezberci eğitim sistemi, PISA’nın sadece bilgiyi sorgulamadığı, bilgiyi kullanarak yanıtlanabilecek, yani düşünen ve sorgulayan öğrencilere göre hazırlanmış sorularına uygun değil mi? Çünkü PISA soruları öğrenciye soruyu verip “Bunlardan hangisi doğru?” diye sormuyor. Bilgisini kullanarak, yorumlayarak, okuyarak anlamasını ve cevaplamasını istiyor. Bu sorular arasında çoktan seç- meli, açık uçlu ve yorum soruları da yer alıyor. Tüm bu sorular bizim ezberci öğrencilerimize uygun mu?

İşte bu soruları eğitimcilere de yönelttik.

‘PISA BİLGİYİ DEĞİL BİLGİYİ YORUMLAMANI İSTİYOR’

Doğu Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yaşar Özden: PISA, öğrencilere direkt bilgi sormuyor, sahip olduğu bilgiyi kullanıp kullanamadığını ölçen sorular yöneltiyor. Bilgiyi yorumlaman isteniyor. Düşünmeni, sorgulamanı, bilgiyi kullanmanı istiyor. Düşünen, sorgulayan bir eğitim sistemine değil, ezberci sadece bilgiyi vermeni isteyen bir eğitim sistemine sahibiz. Bizim öğrettiklerimizi tekrarlayan öğrenciler yetiştiriyoruz. Oysa öğretilenleri sorgulayan bir sistem olmalı. Bir de nitelikli öğretmen yetiştirmek gerekiyor. Ama öğretmen de bu sistemin içinden geçiyor. Bu sonuçlar birer veridir, ülkeler eğitim sistemlerini daha iyi hale getirmek için bu verileri kullanır. Biz sadece sonuçlar açıklanınca tartışıp sonra başka gündeme geçiyoruz. Bu eğitim sistemi, dünya ile rekabet edecek insan yetiştirmiyor. Koruyucu tedaviye ihtiyacı var.

Pervin Kaplan'ın yazısının tamamını BURADAN okuyabilirsiniz