Cinsel istismar konusundaki tasarı geri çekilince söz konusu kız çocukları olduğundan, başta biz kadınlar olmak üzere hepimiz çok rahatladık. Bu, bana göre siyaset üstü bir konuydu. Kimse kusura bakmasın ama tasarının geri çekilmesindeki en büyük rolü kadınların kurduğu sivil toplum kuruluşlarının birlikte verdiği mücadele oldu.
Hakikaten bunu çok değerli buluyorum.
Beklemeden, anında reaksiyon gösteren başta Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar'ın da kurucular arasında yer aldığı Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) olmak üzere Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER), Türkiye İşkadınları Derneği (TİKAD), Hazar Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği, Kadın Adayları Destekleme Derneği (KADER) ve Hukukçular Derneği'nin arka arkaya yaptıkları açıklamalar, hemen ertesi gün Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya ile toplantı organize ederek tasarının tümden çekilmesi için verdikleri mücadele alkışlık. Her şey bir yana bir araya gelebilmeyi başarmaları tek başına takdire şayan. Aslında kadın kuruluşlarının birlikte çalışmaları Türkiye'nin ev sahipliği yaptığı G20 Zirvesi içinde W20'ye (Women20) dayanıyor ama ilk kez çok daha tartışmalı bir konuda kadınlar bir araya geldi.
Kadınlar birlik olunca kazanamayacakları savaş olamaz. Ekonomide Türkiye'yi zayıflatmaya çalışanlara karşı bana göre ülkenin yine en büyük gücü kadınlar olacak.
Kadın işgücü oranını yüzde 27'lerden yüzde 50'lere getirmeyi başaran bir Türkiye'nin karşısında kim durabilir?
Hepimiz artık ezberlemedik mi? Kadınların ekonomiye katılımı arttıkça, ülkelerin GSMH'daki kazanımları yüzde 2 artıyor ve refah seviyesi yükseliyor.
Şelale Kadak'ın yazısı