Koç Holding CEO'su Levent Çakıroğlu, 34. Üst Düzey Yöneticiler Toplantısı'nda geçtiğimiz yılın öne çıkan başlıklarına dair görüşlerini paylaştı. “Açık fikirlilikle dünyadaki gelişmeleri izliyoruz. Değişmekten korkmuyoruz; kendimize güveniyoruz!” diyerek Koç Topluluğu’nun farklı senaryolar için her an hazır olduğuna dikkat çekti. Çakıroğlu, pandeminin küresel etkilerinden Koç Topluluğu şirketlerinin bu süreçte hayata geçirdikleri başarılı çalışmalara, Topluluğun kültürel dönüşüm stratejisinden gelecekte bizleri bekleyen teknolojilere kadar birçok alanda değerlendirmelerde bulundu.
DÜNYA DİJİTALLEŞMEDE 8 HAFTADA 5 YILLIK MESAFE ALDI
Pandeminin yarattığı zorunluluklarla dijitalleşmede çok kısa sürede önemli mesafe alındığını aktaran; McKinsey’in hazırladığı bir rapora göre, tüketicilerin ve şirketlerin dijitalleşme alanında 5 yılda kat etmesi beklenen mesafeyi 8 haftada aldığına dikkat çeken Çakıroğlu, bu dönemde, online satışların katlanarak büyüdüğünü, toplu taşıma yerine özel araç tercihlerinin arttığını; bisiklet ve scooter kiralama uygulamalarının hızla büyüdüğünü söyledi. "Evler aynı zamanda ofis ve okul hâline geldi" sözlerini kullanan Levent Çakıroğlu, "Bu durum emlak piyasasını ve ev geliştirme sektörünü hareketlendirdi. Uzaktan sağlık hizmetleri de hızla büyüdü. Tiyatrolar, arşivlerindeki oyunları online izlemeye açtı. Müzelerimiz de sergilerini sanal ziyarete açtı. Hava yolu taşımacılığının pandemi öncesi seviyesine dönmesinin uzun süre alması bekleniyor" dedi.
UZAKTAN ÇALIŞMA MODELİ KISMEN KALICI HALE GELİYOR
Çakıroğlu konuşmasında esnek çalışma konusunu da değindi. Pandemiye kadar kısmi uygulamaların hayata geçirildiğini söylerken pandemiyle birlikte uzaktan çalışmaya hızla geçildiğini vurguladı. “Bu dönemde elde edilen tecrübelerimiz ışığında, geleceğin esnek çalışma modellerine yönelik çalışmalarımızı olgunlaştırarak devreye alıyoruz. Uzaktan çalışma modeli 35 bin ofis çalışanı arkadaşımız için kalıcı bir uygulama haline geliyor. Uzaktan/ esnek çalışma, çalışanların yolda geçen zamanlarını ortadan kaldırıyor. Ofis alanı, personel servisi kapasitesi gibi ihtiyaçlar azalıyor. Hem çalışan tatminini hem de verimliliği artıracak büyük bir potansiyel var” dedi.
Sıfır Bazlı Bütçeleme bakış açısıyla fonksiyonlar arası kaynak dağılımı ve iş gücü ihtiyacının taze bir zihinle gözden geçirilmesi gerektiğini söylerken “Stratejik İş Gücü Dönüşümü” konusuna da değindi. Bu yıl öncü projenin Koçtaş’ta gerçekleştirildiğini, projede sağlanan faydalar göz önüne alındığında bu çalışmanın 2021’de Toplulukta yaygınlaştırılacağını belirtti.
“Uzaktan/esnek çalışma modelinin getirdiği avantajlardan biri de, dünyanın farklı ülkelerinden ihtiyaç duyulan yetkinlikte profesyonellerle çalışmaya imkân vermesi” dedi. Çakıroğlu ayrıca uzaktan çalışmanın, liderlerin yetkinlikleri konusunda da farklılıklar gerektireceğinin altını çizdi. “Bu ekipleri yöneten liderlerin, çalışanların birbirleriyle ve şirketleriyle bağlarını kurabilen, organizasyon yetenekleri güçlü kişiler olmaları bekleniyor” dedi.
YENİ PERFORMANS SİSTEMİ
KOÇ DİYALOG
Yeni performans sistemi: Koç Diyalog Dönüşüm sürecinde daha fazla geri bildirim ve diyalog içeren, daha hızlı, daha iddialı bir performans yönetim sistemine ihtiyaç duyulduğunu aktaran Çakıroğlu şunları söyledi: “Geniş katılımlı çalışmalarla, sizlerden aldığımız fikirlerle ve küresel örnekleri de inceleyerek yeni performans sistemimizi tasarladık. Mevcut sistemin güçlü yönlerini koruduk. Esas itibarıyla bireysel başarıyla birlikte takım performansının öne çıktığı, geçmişten çok geleceğe odaklanan, geri bildirimin daha sık ve fazla olduğu, şirket hedeflerine katkının daha belirgin değerlendirildiği, kişisel gelişime daha fazla destek verecek bir sistemi hedefledik. Koç Diyalog aynı zamanda çevik yönetim prensipleriyle ahenkli, dijital dönüşüm, inovasyon ve kurum içi girişimcilik gibi inisiyatiflerimizi destekleyecek bir sistem oldu. Tasarladığımız özel eğitim programıyla, yeni sisteme geçişimizi hızlandıracak ve 2021 yılında tüm Toplulukta devreye alacağız. Ücretlendirme sistemimizi, yeni performans sistemiyle uyumlu şekilde revize etmeye başladık. Bu yeniliği de 2021 yılında performans sistemimizle birlikte devreye alıyoruz.”
Forbes Dergisi'nin yayınladığı “Dünyanın En İyi İşverenleri” araştırması listesinde Koç Topluluğu’nun yine Türkiye’nin ilk sırasında yer aldığını söyleyen Levent Çakıroğlu, çalışan bağlılığındaki yükselişe de değindi. Çakıroğlu ayrıca ofis ve saha çalışanlarının bağlılık skorları arasındaki farkın kapandığını da aktardı. “Önümüzdeki dönemde çalışan deneyimi alanındaki odağımızı koruyarak çalışma arkadaşlarımızın ve ailelerinin deneyimini iyileştirmeye devam edeceğiz” dedi.
“Sürdürülebilirlik iş modelimizin parçası hâline gelmeli” Sürdürülebilirlik konusunu iş modelinin bir parçası haline getirerek fırsatlar yaratılabileceğini söyleyen Levent Çakıroğlu, dünya ülkelerinin konuya yaklaşımını da şu sözlerle hatırlattı: “2015’teki Paris Zirvesi iklim değişikliğiyle mücadelede bir umut ışığı yaksa da, Başkan Trump’ın Kyoto Protokolü’nden çekilme kararı büyük bir hayal kırıklığına sebep oldu. Son birkaç aydır bu karamsar hava hızla değişiyor. Çin 2060, Japonya ve Güney Kore 2050 yılında karbon nötr olacaklarını, yani net sıfır emisyon seviyesine geleceklerini, ilan ettiler.”
Küresel emisyonun yüzde 25’ini üreten Çin’in bu taahhüdünün küresel iklim politikası açısından da dönüştürücü etki yapacağına dikkat çeken Çakıroğlu, 12 Aralık’ta gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’nin odağının yine ülkelerin emisyon azaltma hedefleri olduğunu söyledi. “Biz de Koç Holding olarak 2050 yılında 'net sıfır karbon hedefinin desteklenmesini' içeren Ortak Bildiri'nin imzacısı olduk ve bu çerçevede (karbon ayak zimizin azaltılmasına yönelik olarak) çalışmalara başladık. Gururla ifade etmek isterim ki, Arçelik bu yıl karbon nötr seviyesine ulaştı. Ayrıca Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi’nde de sektöründeki lider konumunu devam ettiriyor. Bir diğer gurur verici gelişme de Ford Otosan’da yaşandı. Ford Trucks, Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği ile ortak bildiriye imza atarak 2040 yılına kadar sıfır emisyon hedefini açıkladı. Aslında bu olumlu gelişmelerin öncüsü Avrupa Birliği’nin geçen yılın sonunda Yeşil Mutabakat ile 2050 yılında karbon nötr olacağını duyurması oldu” dedi.
Avrupa Birliği’nin iklim değişikliğiyle mücadelesinin merkezine koyduğu Yeşil Mutabakat’ın esas itibarıyla üye devletlerin dijital dönüşümünü hızlandıracak, rekabetçi üstünlük kazanmalarını sağlayacak ve istihdamı artıracak bir ekonomik büyüme modeli olduğunu vurgulayan Levent Çakıroğlu, Mutabakat’ın sadece kıta ekonomisine değil uluslararası ticarete de yeni bir boyut getirmesinin beklendiğini ve bu nedenle de dış ticaretinin yüzde 50’sini Avrupa Birliği ile gerçekleştiren Türkiye ve dolayısıyla Koç Topluluğu için büyük önem taşıdığını söyledi. “Bu doğrultuda Dünya Ekonomik Forumu bünyesinde oluşturulan ve 30 küresel firmanın davet edildiği CEO Eylem Grubu’na dâhil olduk.
Avrupa Birliği üyesi olmayan ülkelerdeki şirketlerin de fonlama mekanizmalarından yararlanması ve bu şirketlerin değerlendirilmesinde sürdürülebilirlik performansının dikkate alınmasını önerdik. Her iki önerimiz de WEF’in Ortak Bildirisine dâhil edildi” dedi. Çakıroğlu konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Sınırda karbon vergisi Yeşil Mutabakat’ın en önemli başlıklarından biri ve Avrupa Birliği ülkelerinin ithal ettikleri ürünlerin içeriğindeki karbon emisyonu üzerinden alınacak. Halen pek çok bilinmeyen var. 2021 Haziran ayında Avrupa Komisyonu’na sunulması ve 2022’de uygulamaya başlanması bekleniyor. Yeşil Mutabakat tedarik zincirinde de önemli değişiklikleri tetikleme potansiyeline sahip. Üreticiler, ürettiği ürünün bünyesine giren bileşenlerin karbon ayak izini azaltmak için, bu konuda en cazip tedarikçiye yönelmek zorunda kalacaklar. Zira karbon vergisi, bazı sektörlerde önemli bir maliyet kalemi haline gelebilir. Buna bağlı olarak, bu konuda hızla hareket ederek rekabetçi avantaj sağlamak da mümkün. Bu konudaki çalışmalarımızı Karbon Dönüşümü başlığı altında yeni bir inisiyatif olarak yöneteceğiz. Halihazırda Avrupa Birliği emisyon azaltımı konusunda önceki taahhütlerinin de ötesinde başarı sağladı. Bunda yenilenebilir enerjiye yaptığı yatırımların payı büyük.
UMUDUMUZU DAİMA KORUYACAĞIZ
Konuşmasının son bölümünde ise pandemi sürecinde kriz yönetiminin önemine değinerek şirketler arasındaki uçurumun bu dönemdeki performanslarına bağlı olarak daha da açılacağına dikkat çekti. “Ülkelerin destek programları sebebiyle işsizlik henüz istatistiklere tam olarak yansımadı. Önümüzdeki dönemde küresel seviyede bu gerçekle yüzleşeceğiz” sözlerini kullanan Çakıroğlu, pandeminin var olan eşitsizlikleri daha derinleştireceğini söyledi. Özellikle uzaktan eğitim döneminde internet erişimi olmayan çocukların bu durumdan olumsuz etkilendiğini vurguladı. Çakıroğlu sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Pandemi yaşamın ne kadar da pamuk ipliğine bağlı olduğunu gösterdi. Birçok şeyi sorguladık. Yaşam tarzımızı, ilişkilerimizi… Bütün dünyanın ve insanlığın aslında ne kadar da birbirine bağlı ve iç içe olduğunu fark ettik. Problemlerin çözümünde bilimin vazgeçilmez olduğunu, en güvenilir kaynak olduğunu bir kez daha gördük. Aynı zamanda zor dönemlerde paylaşmanın, dayanışmanın en güzel örneklerini gördük. Ve her şeye rağmen umudu kaybetmemek için çok geçerli sebeplerimiz olduğunu bu vesileyle bir kez daha hissettik. Umudumuzu daima koruyacağız, iyileşeceğiz!”