En son meme muayenizi ne zaman yaptınız? Peki ya mamografi hiç çektirdiniz mi? Ben mamografimi geçen yıl çektirmiştim ama meme kanserinde erken teşhiste etkili olan elle muayeneyi uzun zamandır yapmadığımı AVON’un davetinde fark ettim.  Oysa ihmal etmemem gerektiğini biliyorum. İşte AVON, 20 yıldır yürüttüğü kampanya ile hem farkındalık yaratıyor hem de benim gibi kendi sağlığını ihmal eden kadınlara önemli bir hatırlatmada bulunuyor ve ücretsiz mamografi imkanı sunuyor.
Ben de AVON'un yeni kampanyası olan #kafayataktık için pembe peruğu kafama taktım. Önümüzdeki günlerde beni pembe perukla görürseniz şaşırmayın!
 



BİZ MEME KANSERİNİ KAFAYA TAKTIK
Geçtiğimiz günlerde AVON ile buluşmamızın nedeni ise başlattıkları yeni kampanya; #kafayataktık.  AVON Türkiye, Kuzey Afrika & Orta Doğu İletişim Direktörü Hande Orhan ve Türk Kanser Derneği Başkanı Burak Duruman işbirliği içinde başlattıkları yeni kampanya hakkında bilgiler verirken, meme kanseriyle mücadelede geldiğimiz nokta hakkında da çarpıcı bilgiler aktardı.
“Türkiye’de bizim gibi uzun süreli sosyal sorumluluk yapan bir kuruluş yok” diyen Hande Orhan “Biz meme kanserini kafaya taktık. İstiyoruz ki herkes bu konuyu kafasına taksın” diyerek heyecan içinde yeni kampanyayı anlatıyor. Hazırladıkları pembe perukları ve pembe saç çıtçıtının Ekim ayı boyunca kadınlar tarafından takılmasını isteyen Orhan “Biz aslında 300 bini aşkın satış temsilcisi olan bir kadın hareketiyiz. AVON temsilcilerinin bulundukları illerde yaptıkları satışların bir kısmı kanserle mücadeleye de ayrılıyor. 3 Ekim’de tüm illerde kadınlar sokaklarda olup pembe peruklarını takacaklar, sosyal medyada profillerinde pembe peruklu fotoğraflarını paylaşacaklar.”dedi.

Meme kanseri konusunda özellikle gençlere ulaşmak istediklerini söyleyen Hande Doğan, gençlerin farkındalığı arttığında annesini, ablasını ya da sevgilisini erken teşhis konusunda motive edebileceğini belirtiyor. Gençlere ulaşabilmek için hakikaten yeni kampanyaları tam genç işi olmuş.


TV DİZİLERİNDE FARKINDALIK YARATILABİLİR
Kanserle mücadelede bayrağı babasından devralan Türk Kanser Derneği Başkanı Burak Duruman ise meme kanseriyle mücadelede Türkiye’nin önemli bir mesafe aldığını, vaka sayısının gözle görülür şekilde yüzde 5 dolayında düşme kaydettiğini söyledi ama onun asıl canını sıkan kurum ve kuruluşların duyarsızlığıydı. Her yıl maddi durumu iyi olmayan 50 bin kanser hastasına ücretsiz muayene, tedavi ve psikolojik destek sunduklarına dikkat çeken Duruman “Kanserle mücadele konusunda hepimize görev düşüyor. Amerika’daki alış veriş merkezlerinde yakasına kanserle ilgili bir rozet takanlara yüzde 10 indirim sağlanıyor. Mağazalara hiç olmazsa broşür koyalım dediğimizde müşterilerin morali bozulur gerekçesiyle kabul etmiyorlar. Televziyon dizilerinde senoryoya kanser konusunda farkındalık yaratmak için kısa diyaloglar konulmasını teklif ettik ama kabul görmedi. Oysa dizide bir kişi eşine “Hanım mamografini çektirdin mi? Bak şu dernekte ücretsiz çekiyorlarmış ihmal etme” dese, farkındalık yaratılmasına katkı sağlanacak. Ya da stadyumların belli kısmında 15-20 kişilik bölüm kanser hastalarına ayrılsa. Onlar için büyük bir moral kaynağı olur ama maalesef kulüpler bunu yapmıyor”dedi.

GÖNÜLLÜ OLUN KİTAP OKUYUN
Türkiye’de gönüllülük kavramının da tam anlaşılamadığını ifade eden Duruman “İnsanlar gönüllü olunca ne yapabilirim ki diyor. Çok şey yapabilirler. Kanserli bir hastayı ziyaret edebilirler, saçını tarayabilir, sohbet edebilir, kitap okuyabilirler”diye konuştu. Kanserle mücadele için özellikle öğretmenlere eğitim verilmesi gerektiğini söyleyen Duruman, bir öğretmenin onlarca öğrencisine sağlıklı yaşam konusunda aktardığı bilgilerin etkili olacağını belirtiyor. Kanser taramalarında son 2 yılda önemli gelişmeler kaydedildiğine dikkat çeken Türk Kanser Derneği Başkanı Burak Duruman, son olarak PatMR adlı bir cihazın çıktığını, tüm dünyada 57 adet, Türkiye’de ise yalnızca 1 adet bulunduğunu söyledi. Bu cihaz sayesinde mamografide görülemeyen kanser hücrelerinin tespit edilebildiğini ve kanserin hangi evrede olduğunu dahi anlaşılabildiğini anlattı.

HOSPİS KURMADAN ÖLME
Derneğin kurucusu babası Bilger Duruman, bu uğurda servetini harcayan öncü bir isim. Babasından bayrağı devralan Burak Duruman da şimdi bir yandan onun vasiyetini de yerine getirmek için çalışıyor. Duruman, babasının ölüm döşeğinde verdiği vasiyeti şöyle anlatıyor; “Hastaneler kanseri ilerlemiş hastaları yapacak bir şey yok deyip evlerine gönderiyor. O hasta sonrasında 60 gün yaşıyor. O hastanın o süreçte çok iyi bakılması gerekiyor. Ama ailelerin imkanları çok kısıtlı. Amerika’da “Hospis” hastanelerle bu hastaların bakımı sağlanıyor. Babam ömrü boyunca Türkiye’de de hosbis açmak için çalıştı. Pankreas nedeniyle 3 yıl önce kaybettik. Derneği bana emanet eden babam “Hospis açmadan sakın ölme”dedi.
Türkiye'de hala hastalığı ilerleyen kanserliler için bir hastane hizmetimiz yok. Babam hastalığı ilerlediği günlerde sık sık, “İyi yaşamak hakkım, ama iyi ölmek de benim hakkımdı. Bunu benden aldılar” dedi. Ölüm döşeğinde elimi tuttu ve; “Hospis yapmadan sen sakın ölme!” dedi. Çünkü ne kadar paranız da olsa, o durumdaki bir hastaya evde bakamıyorsunuz.”