TÜSİAD'ın 46. Olağan Genel Kurul toplantısında Mustafa Koç için hazırlanan barkovizyon gösterisini, başta kardeşi Ali Koç olmak üzere tüm dostları gözleri yaşlı izledi. Bülent Eczacıbaşı ise TÜSİAD adına yaptığı konuşmada Mustafa Koç’u anlattı. TÜSİAD Genel Kurulu öncesinde geçtiğimiz ay yaşamını yitiren Onursal Başkan  Mustafa Koç için özel bir etkinlik düzenledi. Barkovizyon gösterisinde Mustafa Koç’un dostlarıyla çekilmiş fotoğrafları yer alırken, onun TÜSİAD Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmalardan bazı alıntılarda yayınlandı.
 
DEMOKRASİ VE İNSAN HAKLARINI HER ZAMAN VURGULADIK
Mustafa Koç'un barkovizyonda yer alan konuşmalarından bazıları şöyle;"Ekonomik büyümenin gerekli olduğu ama yeterli olmadığını, gelir dağılımının düzeltilmesinin, bölgeler arası kalkınmışlık farkının giderilmesinin, cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırılmasını, eğitim, iş hayatına katılım, demokrasi ve insan hakları gibi konuların gelişmişlik açısından önemini her zaman her fırsatta vurguladık. Bu çabalarımızın Türkiye'nin geleceğini inşaa etmede hayati önem taşıdığına inanıyoruz"
 
İNSAN KAYNAKLARIMIZI GELİŞTİRMELİYİZ
"Rekabet gücümüzü artırmak ve geleceğe yatırım yapmak için insan kaynaklarımızı her düzeyde geliştirmeliyiz. Bunun gerektirdiği kapsamlı eğitim reformuna bir an önce el atmalıyız. Üniversitelerimizin bilgi ve teknoloji üretecek seviyeye yükseltilmesi, orta öğrenim kurumlarımızın çağdaş eleştirel araştırıcı insan yetiştirmesinin sağlanması, meslek okullarımızın ekonominin ihtiyaç duyulan ara elemanları ülkeye kazandırması bizi geliştirmiş ülkeler arasında yer aldıracak en temel etkenler arasında bulunmaktadır."
 
TEK ANAHTARLA BİRDEN FAZLA KİLİDİ AÇMAK MÜMKÜN
"Ülkemizin çözüm bekleyen sorunların en önemli özelliği hepsinin birbirine geçmiş olmasıdır. Bu yüzden aynı anahtarla birden fazla kilidi açmak mümkündür. Türkiye'nin AB üyelik süreci bu anahtarların belki de en önemlisidir. Dikkat etmişsinizdir tam üyelik değil tam üyeliğe giden yoldan söz ediyorum. Bu yolu oluşturan taşların yapısal sorunlarımızı aşmak için ihtiyaç duyduğumuz reformlarla aynı olduğu sıkça dile getirdiğimiz bir gerçektir. Mali disiplin, yatırım ortamı, kayıt dışı ekonominin önlenip verginin yaygınlaştırılması, arge, bilgi teknolojileri, çevre, demokrasi, yargı- eğitim reformu. Bunların her biri ekonominin yapısal dönümüşünün, toplumun çağdaşlaşması için gerekli reform konuları. Aynı zamanda da AB  tam üyelik sürecinin başlayacağı uyum alanları. Bu yüzden AB sürecinden söz ederken gelecekte işimize yarayacak uzak bir hedeften değil, her gün adım adım hayatımızı değiştirme kapasitesi olan bugüne ilişkin bir dinamikten söz ediyoruz. Peki halkımız AB'ye girmeyi istiyor mu? Bilinç altında istiyor. Bunu test etmek de kolay. AB'yi istemiyorum diyen birine nasıl bir hayat istediğini sorun AB'deki yaşam biçimini tarif edecektir”