PATRONLAR

Unilever Türkiye CEO’su Mehmet Altınok;”Kadın Direktör Oranı Yüzde 56’ya Yükseldi”

Kadınlar en çok onların ürünlerini satın alıyor. Deterjandan el sabununa şampuandan temizlik malzemesine, diş macunundan deodorantı, hazır çorbalardan dondurmaya  varana kadar günlük hayatın vaz geçilmezi olan onlarca üründe Unilever’in imzası var ve 1 numaralı müşterisi ise kadınlar. İşte bu gerçeklik Unilever’in kadın haklarına önem vermesi için yetiyor da artıyor bile. Unilever de bunun farkında. Kadın çalışanlarına daime eşit fırsatlar sunan Unilever, bununla yetinmeyip hem Kadının Güçlenmesi Prensipleri’ni (WEPS) imzaladı hem de Birleşmiş Milletler’in HeForShe kampanyasına katılarak bir dolu projeyi hayata geçirdi. Geleceğin Liderleri ve Kazandıran Denge isimli projelerin sonuçları ise hızla alınmaya başlandı. İşte Kadınlar’a özel açıklamalarda bulunan Unilever Türkiye CEO’su Mehmet Altınok’un verdiği bilgiye göre  bin 961 kadının çalıştığı Unilever Türkiye’de işe yeni başlayan kadınların oranı 1 yılda yüzde 63’e, yönetici pozisyonunda çalışan kadın oranı ise yüzde 48’e yükseldi. Yani Unilever Türkiye’de cinsiyet eşitliği şimdiden yakalanmış görünüyor. Sadece bu kadar değil şirkette Başkan Yardımcılığına aday kadın direktörlerin oranı tam yüzde 500 arttı. Özellikle sektörde kadın temsil oranı düşük olan Tedarik Zinciri departmanında, 2013 yılından bugüne 6 Kadın Direktör ataması yapılarak, kadın direktörler oranı yüzde 56‘ya yükselen Unilever Türkiye’yi alkışlıyoruz. Umarız onların bu çabası başka şirketler için de örnek olur diyor ve hemen Unilever Türkiye, Orta Asya ve İran Bölgesi’nden Sorumlu Yönetim Kurulu Başkanı ve Unilever Türkiye CEO’su Mehmet Altınok ile yaptığımız ‘özel’ söyleşiyi sunalım.
 
 
KADINLAR İÇİN TAAHHÜTTE BULUNDUĞUMUZ İÇİN GURUR DUYUYORUZ
HeForShe kampanyasına katılmaya nasıl karar verdiniz? Ne zaman katıldınız? Hedefiniz nedir?
UN Women -HeForShe hareketi, aynı zamanda Unilever’in 2020’ye kadar 5 milyon kadını güçlendirme hedefiyle paralellik taşıyor. Bizim Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı çerçevesinde geçim kaynaklarını iyileştirmek için oluşturduğumuz üç yeni destek programından biri de 'Kadınlara fırsat yaratmak’… Bu çerçevede HeForShe hareketiyle bu programımızın amacının birebir örtüştüğünü söyleyebilirim. Diğer yandan bilindiği üzere kadınların sosyal ve ekonomik anlamda çok sayıda temel imkâna erişimi yok ve ekonomiye aktif katılımlarının önünde çeşitli engeller bulunuyor. Biz, güçlü ve sağlıklı bir toplum yaratmak için, kadın ve erkek arasında cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının kritik bir öneme sahip olduğuna inanıyoruz. Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlenmesi Birimi'nin erkeklerin de cinsiyet eşitliği için mücadele etmesini amaçlayan #‎HeForShe kampanyasını bu sebeple destekliyoruz. Ayrıca, kadın - erkek eşitliği, en temel insan haklarından biri… Biz, daha eşit ve adil bir dünya yaratmak, cinsiyet ayrımcılığı ve şiddete karşı harekete geçmek için taahhütler vermekten gurur duyuyoruz.
TÜM ÇALIŞANLARA EŞİT FIRSATLAR VERİYORUZ
Kampanyayı imzaladığınızda şirketinizdeki toplam çalışan sayısı neydi? Kadın çalışan ve kadın yönetici oranı ne kadardı?
Unilever, gerek İş İlkeleri gerekse İnsan Kaynakları süreçleri açısından tüm çalışanlarına kadın–erkek farketmeksizin eşit fırsatlar veren bir şirket. Unilever Türkiye olarak, bu kampanyayı imzalamadan önce de ‘Çeşitlilik ve Katılım’ konusunda Unilever’in global ajandasına paralel çalışmalar yürütüyorduk. 2013 yılında hız kazanan çalışmalarımız kapsamında; çalışanlarımıza tüm potansiyellerini kullanabilecekleri, görüşlerini ve fikirlerini rahatlıkla paylaşabilecekleri katılımcı bir şirket ortamı yaratmaya odaklandık. Bunun yansımasını da şirket organizasyon yapmızdaki Kadın–Erkek dengesinde görüyoruz. Kampanyayı imzaladığımızda yönetici ve üstü seviyesideki kadın çalışanlarımızın oranı yüzde 48 idi, bu bizim gurur duyduğumuz bir oran ve hedefimiz bu oranı yüzde 50’ye çıkararak ‘Kazandıran Denge’ye ulaşmak.

FARKINDALIK OTURUMLARINI HAYATA GEÇİRDİK
Kampanya kapsamında hangi çalışmaları yaptınız, yapıyorsunuz?
Unilever liderlik ekiplerimiz için cinsiyetin de dâhil olduğu farklı kültürel çeşitlilikleri keşfedip bunlara önem vermeyi, olası önyargıların farkına varmayı hedefleyen ‘Farkındalık Oturumları’ tasarlayıp hayata geçirdik. Katılımcı liderlik tanımını şirket içerisinde yerleştirmek üzere yapılan ‘Liderliğin Yeni Yüzü’ lansmanıyla Sade- Esnek-Saygılı Liderlik (Simple-Flexible-Respectful Leadership) kavramını tanıttık; Unilever’de farklı tecrübe ve kademedekatılımcı liderlik özellikleri gösteren liderlerin takdir edildiği bir platform yarattık.
ÇEŞİTLİLİK FARKINDALIK ÇALIŞTAYI DÜZENLEDİK
Şirket içerisinde gerçekleştirdiğimiz ‘Çeşitlilik Farkındalık Çalıştayı’ ile Türkiye’de kadın istihdamı, Türkiye ve dünyada üst düzey kadın yöneticiler, toplumsal cinsiyet, iş yaşamında kadın-erkek dengesi ve bu dengenin sağladığı faydalar, kadın çalışanların kariyer basamaklarındaki yükselmeleriyle ilgili potansiyel bariyerlerin varlığı gibi konular tartışıldı. Bu tartışmalar ışığında, kadın ve erkek tüm çalışanlarımzın maksimum potansiyellerine ulaşmalarını sağlayacak destekleyici bir çalışma ortamı ve kültür yaratmak üzere 5 temel prensip belirledik:
-        Çeşitlilik ile ilgili hedefler koymak, kaydetmek ve ölçmek,
-        Esnek çalışma uygulamasının başlatmak ve desteklemek,
-        Çeşitlilik ve Katılım konularında organizasyonun tüm seviyelerinde farkındalık yaratmak,
-        Geleceğin liderleri için planlı bir mentorluk programı başlatmak,
-        Çalışanları özel dönemlerinde destekleyecek uygulamalar

KADINLARIN EKONOMİK GÜCÜNÜN ARTMASI İÇİN ÇALIŞIYORUZ
Örneğin; 2015 yılında Kadınlar Günü çerçevesinde şirket çapında katılımcı davranışlar sergileyen ‘Rol Modeller’ seçtik. Bu konudaki çalışmalarımıza tüm kademeleri kapsayan Katılımcı Çalıştayları ile devam ediyoruz. Ayrıca, kampanya kapsamında verdiğimiz taahhütler doğrultusunda, Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlenmesi Birimi ile kadınların Avrupa’ya göre daha düşük oranda iş gücüne katılım gösterdiği Türkiye’de, kadınların ekonomik olarak güçlendirilmesi için çalışıyoruz. HeForShe kampanyası çerçevesinde 2020 yılına kadar Unilever Türkiye’nin yönetici kadrosunda kadın-erkek eşitliğini sağlayacağımızı taahhüt ettik.
KADININ GÜÇLENMESİ PRENSİPLERİNİ İMZALADIK
Ayrıca, Kadının Güçlenmesi Prensiplerini (WEPS) imzalayarak, iş yerinde kadının güçlenmesine yönelik çalışmalar yapacağımıza söz verdik. Kadının Güçlenmesi Prensipleri aracılığıyla şirket içi izleme faaliyetleri gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Aynı zamanda, hem ben hem de Yönetim Kurulu üyelerimiz HeForShe taahhütünü imzalayarak, şirket içinde HeForShe kampanyasını da başlattık. Bugüne kadar Unilever yönetici kadrosu dahil olmak üzere toplam Türkiye’de 500’ü aşkın çalışanımız HeForShe kampanyasına katılım gösterdi.

Kampanyanın son 1 yılını değerlendirir misiniz? Toplam çalışan sayısı nedir? Kadın çalışan ve kadın yönetici oranı ne oldu?
Kampanyanın da verdiği motivasyon ile bu konuda oldukça ilerleme kaydettiğimizi söylemek mümkün. Unilever Türkiye olarak  bugün itibarıyla toplam 1.961 kadına istihdam sağlıyoruz. Geleceğin Liderleri Programıyla işe başlayan yeni mezunlarımızın yüzde 63’ü, yöneticilerimizin yüzde 46’sı, direktörlerimizin yüzde 56’sı ve Yönetim Kurulu üyelerimizin ise yüzde 33’ü kadın. ‘Kazandıran Denge’ ajandamıza başlamadan önce, 2012 yılı sonunda yönetici konumunda ve üstü pozisyonlardaki kadın oranımız yüzde 45,9 iken, bu oran yüzde 1,7 artarak 2015 sonu itibarıyla yüzde 48’e yükseldi. 2012 sonu Direktör seviyesindeki kadın oranımız yüzde 48’den 2015 sonu itibarıyla yüzde 55’e yükseldi. Başkan Yardımcılığına aday kadın direktörlerimizin oranı yüzde 500 arttı. 2014 yılı verilerine göre yönetim seviyesine yapılan atamaların oranı yüzde 53 olmuş ve ‘Kazandıran Denge’ ajandasına uygun şekilde eşit fırsatlar yaratıldı. Özellikle sektörde kadın temsil oranının düşük olmasıyla bilinen Tedarik Zinciri departmanında, 2013 yılından bugüne 6 Kadın Direktör ataması yapılarak, kadın direktörler oranımız  yüzde 50 oldu.
DAHA HIZLI ADIMLAR ATMALIYIZ
Kampanyaya yönelik etkinlikleriniz çalışanlarınız tarafından nasıl karşılandı?
Türkiye’deki tüm çalışanlarımıza canlı olarak bağlandığımız imza törenimizden bugüne kadar gerek kadın ajandası gerekse eşit fırsatlar açısından hep olumlu tepkiler aldık ve destek gördük. 2016 Dünya Kadınlar Günü etkinliğimizde, tüm liderlik ekibimiz, HeforShe kampanyasına desteklerini yineledi ve ekiplerine rol model oldu. Bu sayede HeforShe katılım oranımızı da artırdık ve artırmaya devam edeceğiz.

Bu kampanya kişisel olarak sizi nasıl etkiledi, dönüştürdü? Örneğin rahmetli Mustafa Koç, bu kampanyayla ilgili çalışmaları yürütürken kendisinin de değiştiğini şöyle anlatmıştı; erkekleri gelecekteki yönetici olma potansiyeli, kadınları ise geçmişteki tecrübelerine göre değerlendirdiğimizi fark ettim ve bu yanlışa son verdim” demişti.
Bu kampanyanın ardından, kadını güçlendirme konusunda biraz daha derinleşip bilgi sahibi olunca, kadın yöneticilere kota koymak konusundaki görüşümü değiştirdim. Ancak yine de çalışma hayatında kadın-erkek eşitliği konusunu şu andaki ivmeye bırakırsak; bunun daha çok zaman alacağını ve daha önemlisi, ülkemizin ve dünyamızın daha fazla bekleyecek lüksü olmadığını düşünüyorum. Daha hızlı adımlar atmalıyız.
Bir yılda hedefinizin ne kadarını gerçekleştirdiniz? 2016 hedefiniz nedir? Bu hedefe ulaşabilmek için neler yapacaksınız?
Unilever, Kadının Güçlendirilmesi Prensipleri’ne (WEPs) imza koyarak, cinsiyet eşitliğinde gelişme sağlamak, kadının toplumda güçlendirilmesine yönelik atılacak adımlar atmak konusunda öncü rol üstlendiğini bir kez daha gösterdi. İmza attığımız bu prensipler; cinsiyet eşitliği hedefleri oluşturmak, yönetimde yüzde 30 ve üzerinde kadın katılımı sağlamak, sözlü veya psikolojik tacize sıfır tolerans konusunda politika oluşturmak gibi pek çok önemli taahhüdü içeriyor. Biz hem kendi ajandamız doğrultusunda hem de imza attığımız prensiplerin öngördüğü değişimi gerçekleştirmek adına kararlı çalışmalar yapmaya devam edeceğiz.

ERKEKLERE ÇAĞRIM; CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ HEPİMİZİ ETKİLİYOR
Kampanyanın daha da yaygınlaşması için erkeklere bir çağrınız var mı?
HeForShe, Türkiye’de, özel sektör şirketlerinden sivil toplum örgütlerine, toplumsal cinsiyet eşitliğine ve kadınların güçlenmesine katkıda bulunmak isteyen birçok kişi ve kurum tarafından destek görüyor. Kadınların tüm alanlarda erkeklerle eşit durumda olmasını sağlayamazsak, ekonomik atılımları da gerçekleştirmemiz imkansız olacaktır. Bu yüzden erkeklerin de kadınlarla birlikte kadın hakları ve cinsiyet eşitliği için çalışmaları daha güçlü bir toplum için temel unsurların başında geliyor. Cinsiyet eşitsizliğini sadece kadınları değil; hepimizi etkileyen bir insan hakları meselesi olarak görüyorum. Bu yüzden her yaştan erkeğe; toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanabilmesi, farkındalık yaratmak ve harekete geçmek üzere kampanyaya destek olmaları için çağrı yapıyorum.
Kadınlara bir çağrınız var mı?
Bildiğiniz gibi, HeForShe kampanyası öncelikle erkeklerin desteğini almak amacıyla yola çıkılan bir hareketti.  Ancak artık kadınlar da destek veriyor. Böylece daha büyük kitlelere ulaşılabileceğini, daha büyük değişim sağlanabileceğini düşünüyoruz. Tüm kadınları da kampanyaya destek vermeye davet ediyorum. Ayrıca çevrelerindeki erkekleri de farkındalık yaratmak için HeForShe hareketine destek vermeye yönlendirmeliler.

KADIN ALIŞVERİŞÇİYİ DAHA İYİ ANLAMAMIZI SAĞLADI
Kadın çalışan sayısının artması şirketinizin gelişimini, başarısını nasıl etkiledi?
Unilever Türkiye olarak her zaman kadın-erkek dengesi açısından öncü şirketler arasında olmaya gayret ettik. Son dönemde bu konuya yaptığımız vurgu ve kadın çalışan sayısının artışının daha da ‘Kapsayıcı’ bir kültür yaratmak açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Çalışanlarımızın şirkete bağlılıkları, kadın ve erkek tüm çalışanlarımıza daha destekleyici bir ortam yaratmamızla arttı. Hızlı tüketim sektöründe hizmet veren bir şirket olarak biliyoruz ki, ürünlerimizi satın alan alışverişçilerin yüzde 80’i kadınlar, şirket içindeki kadın oranının dengeli olması tüketici ve alışverişçiyi daha iyi anlamımızı ve bunu Ar-Ge çalışmalarımıza yansıtmamızı sağladı.  Öte yandan Türkiye’deki üniversite mezunu kadınların oranı yaklaşık yüzde 43, bu oranın önümüzdeki 10 yıl içinde daha da artacağı beklendiği için kadınlar gelecekte iş gücünün daha yüksek bir kısmını oluşturacak. Dolayısıyla çeşitliliği artırmak, Unilever için bu açıdan da stratejik bir öneme sahip bulunuyor.
Unilever Türkiye’nin geçen yılki büyüme rakamları ve cirosu neydi? 2016 hedefinizde neler var? Ülkedeki gelişmelere ilişkin beklentileriniz neler?
Dünyanın önde gelen hızlı tüketim ürünleri şirketlerinden biri olan Unilever, 190’dan fazla ülkede Gıda, İçecek, Dondurma, Ev ve Kişisel Bakım kategorilerinde faaliyet gösteriyor. 100 yılı aşkın süredir Türkiye’deyiz. 8 fabrika yatırımımız, 5.000’i aşkın çalışanımız ve 36 ülkeye ihracatımızla Türkiye ekonomisine katma değer sağlamaya devam ediyoruz.

2015 YILINDABAŞARILI BİR PERFORMANS YAKALADIK
Türkiye’yi ekonomik, siyasi, jeopolitik açıdan etkileyen tüm faktörler, dolaylı bir şekilde sektörümüzü etkiliyor. 2015, ülkemizin iki kez seçim süreci yaşadığı müstesna bir yıl oldu. Seçim öncesi ve esnasında ekonomi çevrelerinde bir miktar yavaşlama gözlemlesek de Unilever olarak, yıl genelinde başarılı bir performans yakaladığımızı söyleyebilirim. Markalarımız faaliyet gösterdikleri kategorilerdeki lider ya da önde gelen şirket konumumuzu korumayı başardı. Tüm kategorilerde büyümeyi başardık. Son 10 yıllık süreçte ortalama yüzde 4,7'lik bir büyüme yakalayan Türkiye'nin seçim süreçlerinden çıkarak yeniden ekonomik büyümeye odaklanmasının, tüm sektörlerde olduğu gibi hızlı tüketim alanında da büyümeyi tetikleyeceğini öngörüyoruz.
 
 MEHMET ALTINOK KİMDİR?
İlk, orta ve yükseköğrenimimi Ankara’da gerçekleştirdim. TED Ankara Koleji ve ODTÜ Makine Mühendisliği Bölümü mezunuyum. İşletme Bölümü MBA eğitimi aldıktan sonra İngiltere’de West England Üniversitesi’nden Lisansüstü Pazarlama Diploması alarak eğitimimi tamamladım.
1989 yılında Unilever Türkiye Ürün Müdürü olarak göreve başladım. 1991 yılında Unilever Hollanda’ya Grup Ürün Müdürü olarak atandım. 3 yıl sonra, 1994 yılında Türkiye’ye geri döndüm ve 2000 yılına kadar Unilever Türkiye’de Pazarlama Müdürü olarak sorumluluk üstlendim. 2000-2003 yılları arasında ise Unilever Macaristan, Hırvatistan ve Slovenya’dan sorumlu Kategori Direktörü ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak göreve devam ettim.
Bu süre zarfında eş zamanlı olarak Orta ve Doğu Avrupa ile Türkiye Ev Bakım ve Temizlik İnovasyon Merkezi’nin yönetimini de üstlendim. 2004 yılında tekrar Türkiye’ye döndüğümde Ev ve Kişisel Bakım Kategorilerinden Sorumlu Başkan Yardımcılığının yanısıra NAMET (Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Türkiye) bölgesi için Ev ve Saç Bakımından Sorumlu Marka Direktörlüğü görevlerini üstlendim. Ardından Unilever Türkiye Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Müşteri Geliştirmeden Sorumlu Başkan Yardımcısı olarak görev yaptım ve 2009 yılında Unilever’in en önemli ülkelerinden biri olan Çin’e Operasyonlardan Sorumlu Başkan olarak atandım. Ekim 2013’ten beri Türkiye, Orta Asya ve İran Bölgesi’nden Sorumlu Yönetim Kurulu Başkanı ve Unilever Türkiye CEO’su olarak görev yapmaktayım. Tarih ve biyografi okumayı çok severim, en son Simon Bolivar’ın hayatını okudum ve Güney Amerika’da taşların bir türlü yerine oturmadığını daha iyi anladım. Her ne kadar hep kadın-erkek eşitliğinin olduğu ortamlarda büyüyüp yaşasam da şimdi düşününce yine de evde çalışma konusunda hep kadınların fedakârlık yaptığını idrak ediyorum ve bunun da doğru olmadığını düşünüyorum.