PATRONİÇELER

TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes;”Ezberbozan inovasyon için dijital değişim şart”

 
Samsung Electronics, TÜSİAD, Deloitte Türkiye ve GfK’nın ortaklaşa gerçekleştirdiği “Türkiye’deki Dijital Değişime CEO Bakışı Araştırması” ile ilgili toplantının açış konuşmasında dijital değişimin önemine değinerek, bu dönümüşümün dünyanın ilk 10 ekonomisine 1 trilyon dolarlık katkı sağlayacağını, bu nedenle dijital dönüşümün içselleştirilmesi gerektiğini, bu alanda politika üretilmesi  söyledi.
İşte TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes’in o konuşması;

2020’DE İNTERNET KULLANANLARIN SAYISI 5.5 MİLYAR OLACAK
Teknolojinin gelişimiyle birlikte giderek dijitalleşen bir dünyayı hep birlikte gün ve gün yaşıyoruz. Günümüzde 3.4 milyar internet kullanıcısı, 3.8 milyar mobil kullanıcı ve 2.3 milyar sosyal medya kullanıcısı olduğu telaffuz ediliyor.  2020 yılında mobil kullanıcı sayısının 5.5 milyara ulaşması ve daha da önemlisi bunun dünyada elektrik ve temiz suya ulaşabilen veya araba sahibi insan sayısından daha fazla olması öngörülüyor.
 
DİJİTAL EKONOMİYİ ÇALIŞMAMIZIN MERKEZİNE KOYDUK
Dijitalleşme bireylerin hayatını etkilediği gibi iş dünyasını da dönüştürüyor. Değişen ve çeşitlenen müşteri beklentileri ile verimlilik ve rekabet baskısı öyle bir noktada ki, yenilikçi fikirlere yatırım yapmak; tasarım, üretim ve sunumda teknolojiyi odağa yerleştirmek artık hepimiz için kaçınılmaz. Her toplantımızda tekrarlıyoruz ancak dijital değişime ayak uyduran şirketler ve ülkeler, küresel rekabet ortamında sürdürülebilir bir büyüme yakalayabilecek. TÜSİAD olarak biz de bu anlayışla dijital ekonomiyi çalışmalarımızın merkezine koyduk.
 
TEKNOLOJİ KONUSUNDA PEK ÇOK ÇALIŞMA YAPIYORUZ
Teknoloji konusundaki çalışmalarımızın geçmişi aslında oldukça eskiye dayanıyor. 1997’ten beri TÜBİTAK ve TTGV ile özel sektörün yenilikçi ürünler için “Teknoloji Ödülleri”ni; 2003’ten bu yana ise Türkiye Bilişim Vakfı ile e-Devlet projeleri için “eTürkiye Ödülleri”ni veriyoruz. Dijital ekonomiye katkı sağlayacak çalışmaları akademik olarak desteklemek üzere geçen yıl Bilkent Üniversitesi ile birlikte “Bilgi Toplumu Forumu” nu kurduk. Forumun ilk toplantılarında big data ele alindi. Bir başka çalışmamız olarak; TÜSİAD ve TÜRKONFED işbirliği ve Vodafone Yarına Hazırım projesinin katılımıyla KOBİ’lerde teknoloji kullanımının önemine değinen toplantı serilerini Anadolu’da düzenliyoruz. Bir yıldır üzerinde çalıştığımız Sanayi 4.0 projemizin tanıtımını Boston Consulting Group ile henüz çok yeni yaptık. Son olarak, sağlık sektöründe mobil teknolojilerin yaratacağı dönüşümü işleyen bir raporumuzu da kamuoyuyla Ankara’da Bakanımızla birlikte paylaştık.
 
MAKİNELERİN KENDİ ARALARINDA İLETİŞİME GİRDİĞİ BİR DÖNEMDEYİZ
Küresel Rekabetçilik Endeksi gibi birçok çalışma bize Türkiye’nin rekabet etme yeteneğini henüz yeterince geliştiremediğini çok açıkça gösteriyor. İhracatımızda yüksek teknolojili ürünlerin payı yüzde 3,7 çok düşük. Oysa Avrupa Birliği’nde bu oran yüzde 15. Bizde üretimin yüzde 38’i düşük teknoloji ile gerçekleşiyor. Çok daha önemlisi girişimlerimizin yaklaşık yüzde 60’ı düşük teknoloji ile çalışıyor. Yani bir yandan girişimciliği özendiriyoruz, gurur duyuyoruz ama yüzde 60 düşündürücü bir rakam.
Dijitalleşen bir dünyada bu tablonun sürdürülebilir olmadığını hepimiz gayet net biliyoruz.
Nesnelerin interneti (Internet of Things) kavramı ile artık insan ve makinelerin iletişime girdiği bir dönemi geride bırakıyoruz. M2M (makinadan makinaya)  dediğimiz, makinelerin kendi aralarında iletişim kurmaya başladığı bir döneme giriyoruz. Önümüzde daha akıllı endüstriler, akıllı şehirler ve sonunda daha akıllı bir yeryüzü var. Tüm bu gelişmeler sanayiyi de yeni bir evreye, Sanayi 4.0’a taşıyor.
 
YENİ VİZYON DAHA HIZLI, ESNEK, VERİMLİ OLMALI
Hatırlatmak gerekirse sanayi 4.0’ı, değer zincirlerinin parçalarının sadece kendi içlerinde otomasyonunun ötesinde, birbirleri ile entegre olması olarak tanımlıyoruz, bu son derece önemli. Entegrasyonun en önemli özelliği ise, tüm değer zinciri adımlarının birbiriyle gerçek zamanlı ve sürekli iletişim içinde olması. Bu sayede akıllı ve kendisini uyarlayan bir sanayi sürecine ulaşma vizyonu ortaya çıkıyor. Bu vizyon “daha hızlı, daha esnek, kalitesi daha yüksek ve daha verimli” bir sanayi yolculuğuna bizi götürüyor.
 
SANAYİ 4.0 İÇİN BÜTÜNCÜL POLİTİKALAR GEREKLİ
Dolayısıyla TÜSİAD olarak, Sanayi 4.0'a uyum kabiliyeti çok önemli bir gündem maddemiz. Nitekim BCG ile Sanayi 4.0 projemiz kapsamında daha önce çeşitli sektörlerden yöneticilerle gerçekleştirdiğimiz ankette hem farkındalığın yüksek olduğunu, hem de Sanayi 4.0 teknolojileri kapsamında yapılacak yatırımların küresel değer zincirinden aldığımız payı arttıracağı konusunda herkesin hemfikir olduğunu sevinerek gördük. Sadece sanayi kuruluşlarının Sanayi 4.0’ı uygulamaya başlamasının, faydalardan yararlanmak için yeterli olmayacağı, tüm paydaşların ortak çabası ve bütüncül politikalar gerektiğini de bir kez daha vurgulamak isterim.
 
DİJİTAL DEĞİŞİM EKONOMİYE 1 TRİLYON DOLAR KATKI SAĞLAYACAK
Dijital değişimin küresel nitelikte olması ve tüm sektörler üzerinde etki yaratması, bu bütünsel yaklaşıma olan ihtiyacı teyit ediyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun “Sektörlerin Dijital Dönüşümü” raporunda, 10 yıl içinde tüm sektörlerdeki dijital değişimin sanayi ve toplum nezdindeki kümülatif değerinin -iş, karbon emisyonu, kurtarılan hayatlar ve tüketici faydalarının toplamı olarak- 100 trilyon doları aşabileceği belirtiliyor, bu son derece önemli bir rakam. Bir diğer araştırmaya göre ise ekonomik aktivite içerisinde dijital teknolojilerin penetrasyonunun artması, 2020 yılına kadar dünyanın ilk on ekonomisinin gayri safi yurt içi hasılasına yaklaşık 1.36 trilyon ABD doları katkı sağlayacak.
 
STEM KONUSUNDA KAPSAMLI ÇALIŞMA YAPIYORUZ
Dolayısıyla sanayi ve hizmet sektörlerinde şirketlerin dijital teknolojileri yakından takip etmesi ve kendi iş modelleri üzerindeki etkilerini, fırsatları ve yol haritalarını hazırlamaları büyük önem taşıyor. Makro politikalar düzeyinde, ülke çapında bilgi iletişim teknolojileri altyapısının gelişmesinin desteklenmesini ve eğitim politikaları ile gerekli nitelikli çalışan ihtiyacının karşılanmasını önemli öncelikler olarak görüyoruz. Yaratıcı, yenilikçi, disiplinler arası düşünebilen, bilişim yetkinliklerine sahip, özellikle “fen, teknoloji, mühendislik, matematik”, yani İngilizce kısaltmasıyla STEM yetkinliği olan işgücünün önemini TÜSİAD olarak sürekli vurguluyoruz. Önümüzdeki günlerde bu konuda daha kapsamlı çalışmalarımızı bizlerden duyacaksınız. Ancak gençlerimize katma değeri yüksek beceriler kazandırarak dijital değişim rüzgarını yakalayabileceğimize inanıyoruz.
 
 
DİJİTAL DEĞİŞİMİ İÇSELLEŞTİRMEK VE YÖNETMEK GEREKLİ
Bugün tanıtımı yapılacak olan ve Samsung Electronics, Deloitte ve GfK ortaklığında gerçekleştirdiğimiz çalışmada, dijital değişim süreci CEO’ların gözünden kapsamlı olarak ele alınıyor.
Şirketin bir bütün olarak dijital değişimini sağlamak için güçlü ve kapsayıcı bir dijital stratejinin oluşturulmasını ve inovatif bakışın kurum kültürüne yerleştirilmesini önemli bir gereklilik olarak görüyoruz. Bu noktada “dijital vizyona sahip liderler”in oynayacağı rol belirleyici olacak. Araştırmamızda, dijital değişim konusunda hangi sektörde olursa olsun CEO’lardaki farkındalığın yüksek olduğunu görmek memnuniyet verici. Kurumların dijital olgunluk düzeyi, dijitale yapılan yatırımlar, dijital kanallardan elde edilen ciro, dijital süreçten sorumlu üst düzey yönetici atanması gibi bileşenler bakımından önümüzde katedilecek önemli bir mesafe olduğu görülüyor. Şunu hepimiz iyi anlamalıyız; sadece verimlilik artışına yönelik teknolojinin katkısı artık tıkandı, farklılaşmak ve ezberbozan inovasyonlar yapmak için dijital değişimi içselleştirmek ve daha da önemlisi yönetmek gerekli.