21'inci yüzyılın en büyük dâhilerinden biri olduğunu artık hepimizin kabul ettiği Elon Musk'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesinin olduğu gün başka ilginç bir olay daha yaşandı.

Ancak siyaset dışında, ufuk açıcı bu görüşme hepimize çok iyi gelmiş, heyecanlandırmıştı, o sırada gözümüz başka bir şey görmedi. Hele daha sonra Beştepe'den çıkıp, Anıtkabir'e giden Elon Musk'un Atatürk'ü çiçeklerle anması ve ardından Atatürk'e ait '-Bir gün benim sözlerim bilimle çelişirse, bilimi seçin-' ünlü cümleyi alıntı yapması da 10 Kasım'a bir gün kala coşku yarattı.

Peki Türkiye Musk'ın Tesla'yla yakaladığı olağanüstü başarıyı, Mars için geliştirdiği projeleri sadece seyrediyor mu? Tabii ki değil, bazı güzel gelişmeler de oluyor ama bu kez de biz hak ettiği ilgiyi göstermiyoruz galiba.

Düşünsenize Musk'ın Türkiye'de olduğu günlerde, Türklerin geliştirdiği bir oyun şirketi, bir başka dünya devine tam 100 milyon dolara satıldı.

Müthiş değil mi?

Genç yaşta seri girişimci unvanını kazanan Hakan Baş'ı Lidyana. com'dan tanıyorum ama tabii pek çok 'start-up'ın da içinde kendisi.

İşte Peak Games de Baş'ın Sidar Şahin ve Rina Onur ile birlikte 2010 yılında kurduğu oyun şirketi. Şu anda ortaklık yapısı değişmiş durumda.

Merkezi ABD'de bulunan dünyanın en büyük oyun geliştirici şirketi Zynga, Peak Games'in bir bölümünü satın aldı.

Düşünsenize tüm bunlar 7 yıl içinde oldu. Hakan Baş şirketten bir yıl sonra ayrılarak diğer start-up'larına yöneldi. 2 yıl önce de Rina Onur, Silikon Vadisi'nin en büyük fonlarından biri olan 500 Start-Up'a geçti.

Sidar Şahin CEO'luğa devam ediyor.

Rakamlar da ilginç. Ölçüm firması Sensor Tower'ın araştırmasına göre, Peak Games 2017'nin Ocak-Mart döneminde bir önceki yıl aynı dönemine göre yüzde 145 büyüyerek Apple Store ve Google Play'den tahmini 165 milyon doların üzerinde hasılat elde etmiş. Potansiyelin büyüklüğü ortada yani.

Dün Hakan Baş ile sohbet ettim.

Yeni neslin, kültürün yeniliklere çok çabuk adapte olduğunu ve Türkiye'deki yetenekli gençlerin sayısının hiç de az olmadığını söylüyor.

Öyle ya da böyle internetin içine doğan bir kuşak var. Hem Y hem de Milenyum kuşağı için 'oyun' vazgeçilmez olurken, e-spor'u da unutmamak lazım. Baş da şu anda Super Bowl'dan sonra dünyada en çok izlenen spor olan e-spor'un Türkiye'de de hızla geliştiğini söylüyor.

Düşünsenize 200 bin dolara 'oyun oynayan' 17 yaşında çocuklar var ülkemizde.

Neticede bizim girişimcilerimiz de bu alanlarda parlayacak.