Kadın ve Demokrasi Derneği KADEM ve TÜBİTAK Marmara Teknokent MARTEK’in  işbirliğiyle gerçekleştirilen “İnovasyonda Kadın” projesinin 2.Girişimcilik Kampına başvurular başladı. Eylül ayında yapılacak kamptan daha önce yararlanan ve ödül kazanan başarılı kadınlar yaşadıklarını anlattı.
Yeliz Durgun; “Bu ürün Türkiye’nin adını duyuracak”
İstanbul Medipol Üniversitesinde öğretim görevlisiyim. İlk yapılan İnovasyonda Kadın Girişimcilik kampına katıldım ve ilk 5 proje  arasına girerek birincilik ödülü alma şansını yakaladım. Hem dünya çapında hem de Türkiye için yeni bir teknoloji olduğunu düşünerek "Işıkla Haberleşen Fiyat Etiketi" projemi  TÜBİTAK’a proje olarak sundum ve orada 150 bin TL’lik TEYDEB projesi olarak projelendirmeye hak kazandım. Sonra çeşitli araştırmalar yaptım ve öğrendimki eğer bu proje ürün olarak ortaya çıkarsa dünyada eşi benzeri olmayan bir ürün olacak ve Türkiye’nin hem adını duyurabilecek hem de ekonomisine büyük katkı sağlayacak. Bu projenin önemi enerji verimliliği, daha hızlı iletişim, insana ve çevreye zarar vermemesi, radyo frekans kirliliğinin oluşmaması, güvenliğin sağlanması, maliyetlerin azalması, inovatif bir  ürün oluşturması ve dünyada benzersiz yeni bir ürün olmasıdır. Çünkü bu proje sayesinde hayatımızdan wi-fi teknolojisini çıkarıp insan sağlığın kesinlikle bir zararı olmayan Lİ-Fİ teknolojisini getirmiş olacağım aynı zamanda da bunu yapabilmek için led teknolojisini kullanacağım için enerjidede % 80 tasarruf sağlanmasına yardımcı olarak devlet ekonomisine katkıda bulunacağım. Yaptığım araştırmalara göre ışıkla iletişim teknolojisi İngiltere hükümetinin en büyük projesi olarak yürüttüğü bir proje ama onların bile henüz elerinde bir ürün yok ama biz bu projeyi ürüne dönüştürebildik. Bu durum hem bizim için hemde ülkemiz için büyük bir yenilik ve bir avantajdır. Işıkla haberleşmeyi alış-veriş merkezlerinde, sokak ve şehir aydınlatmalarında bu sistem çok kolay bir şekilde entegre edip çalıştırabiliyoruz. Ancak ilerleyen dönemde bu sistemi  ışıkla iletişimi, Uçak içi haberleşme, Ameliyathane için haberleşme gibi yerlerde ürünümüzü kullanabilir hale dönüştüreceğiz.
 
Özge Çoşut; “Hedefim projemi seri üretim hattını kurmak”
Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Metalurji ve Malzeme Mühendisliği bölümünü okudum. Üniversitenin bana en iyi katkısı okuduğum bölümle alakalı olarak üretim yapmaya teşviki oldu. Biz metalurji mühendisleri her türlü malzemeden bir şeyler üretebiliriz diye yola çıkıyoruz. Benim ilgim ise biyomedikal malzemeler üzerine oldu hep. Malesef Türkiye’de dental ve medikal anlamda ürün üretilebilirliği çok sınırlı. Aslında bir medikal cihaz, bir ameliyat aleti, bir dental aparat yani katma değeri yüksek ürün üretebilecek teknik altyapı ve iş gücü mevcut ancak dışa bağımlılık çok fazla miktarda. Bu dışa bağımlılığı ortadan kaldırabilecek ve Türk ürünlerine güveni arttırabilecek şeyleri düşünüp durdum hep. Okulda hep devlet desteklerinden bahsediliyordu. Girişimcilik destekleri yani. Ben bu dönemde girişimcilik desteği için bir proje yazdım şimdikinden farklı olarak. Ancak devlet desteği alamadım. Bu durum bana ne yapmamam gerektiğini çok güzel br şekilde öğretti aslında. İnsan başarısız olduğu bir şeyden çok fazla şey öğreniyor. Daha sonra yüksek lisansa başladım, danışman hocamla beraber biyomedikal malzemeler üzerine çok kafa yorduk. Herkes dişçi malzemelerinin ve diş tedavilerinin ne kadar pahalı olduğundan yakınır durur. Peki nedeni ne? Türkiye’de bu konularda pek üretim olmayıp her şeyin yurt dışından getirilmesi. İşte işte bu nedenle girişimim olan diş braketlerinin Türkiye’de üretilmesi ekonomiklik ve braket tedarik etme konusunda büyük bir kazanım oluşturuyor. Tabi biraz da işin içinde braketlerin üretim teknolojilerinin Türkiye’de yeni yeni uğraşılmaya başlayan teknolojiler olduğunu gördük ve burada yerimizi almak istedik.
 
Bu düşüncelerle birçok girişim yarışmasına başvuru yaptım hem network açısından hem de maddi destek için. KADEM ve Marmara TEKNOPARK’ın düzenlediği “İnovasyonda Kadın Proje Yarışması” ödül ile desteklendiğim ilk yarışmadır. Ancak yarışmanın bir ön koşulu var 1 yıl içerisinde Sanayi Bakanlığı, KOSGEB, Tübitak gibi kurumlardan proje desteği almak. Ben Teknogirişim sermaye desteği aldım bu projeyle. Şirketimi Yıldız Teknopark’ta kuralı 8 ay oluyor. Bu 8 ayda projem bir çok açıdan gelişti. Girişimcilik ekosisteminde tanıdığım insanlar ufkumu genişletti diyebilirim. Birçok açıdan bakmayı öğrendim projeye. Aldığım destekler ile bir üretim alt yapısı oluşturdum. Haziran ayı ile beraber diş braketlerinin ilk prototiplerini alıyorum. Sadece  braketi üretmek yetmiyormuş bunu da anladım tabi. Medikal bir ürün üretiyorsunuz bunun insan ağızında kullanılabilmesi için uzun bir denetim sürecinden geçmesi gerekiyor. Daha sonra bu projeyi seri üretime dökme kısmı da var. Bu aşama için farklı yatırım destekleri arayışı içindeyim. Aslında en sancılı süreç burada başlıyor. Herkes kendi projesine inanıyor önemli olan seninle beraber bu yolda ilerleyecek ortakları bulmaktan geçiyor. Bundan sonraki hedefim projemi seri üretim hattını kurmaktır.
 
Servet Akçaalan; “Projem mevcut teknolojilere göre 10 kat hızlı”
KADEM ve Tübitak Martek’in tarafından ilki  31 Ağustos-4 Eylül 2015 tarihlerinde gerçekleşen  ‘İnovasyonda Kadın Girişimcilik Kampı’na katılıp, yılın 5 en yenilikçi kadın girişimci biri olarak seçilmiş oldum. Benim projem “İnteraktif Cloud Media Sistemleri”, profesyonel yayıncılar ve video içerik üreten herkesin milyarlarca dolar yatırım yapmadan tüm dünya ve multi platformlarda  yayın yapmasını sağlayan alt yapı sistemi. Mevcut diğer teknolojilere göre on kat daha hızlı video sıkıştırma yeteneğine sahip bir çok özel alt yapıya sahibiz. Bu yarışmaya katılmak, benim hayatımdaki dönüm noktalarından bir tanesidir.   Benimle birlikte bu yarışmaya  katılan tüm otuz girişimci, yenilikçi, deha kadının  aynı düşündüğüne  eminim. Bu Proje deki başarım kendime ve projeme daha fazla güvenmeme sebep oldu. Kampta geçirdiğim bir hafta içersin de birbirinden değerli hocalarımızdan bir çok ders aldık. Bu eğitimler projemizi gerçekleştirmemizde büyük etkisi oldu. Türkiye’de başarılı iş adamlarından almış olduğumuz mentörlükler ve tecrübe paylaşımları bizim için yol gösterici oldu. Ben Girişimcilik kampından hemen sonra şirketimi kurdum. Çok özel 3 cihaz geliştirdim. Bu cihazlara ve sistemime 39 patent başvurusu yaptım. Tübitak 1511 özel çağrı ile gerçekleşen programa başvuru yaptım. AB HORİZON 2020 Çerçeve Programına başvuru sürecini başlattım. Bana ve arkadaşlarıma bu fırsatları sağlayan  KADEM ve Martek’ e sonsuz teşekkürler…