İstanbul'a karayoluyla 1.5-2 saat mesafede yer alan Bursa, Sabah İl Buluşmaları kapsamında ziyaret ettiğimiz 12'nci il oldu.

İnegöl Belediye Başkanıyken geçen yıl kasım ayında dönemin belediye başkanının istifasıyla boşalan Bursa Büyük Şehir Belediye Başkanlığı görevine seçilen Alinur Aktaş ve Bursa Valisi İzzettin Küçük'ün katıldığı toplantımızda herkes bir konuda hemfikirdi. Bursa yemyeşil doğasıyla, nitelikli iş gücüyle, dünyaca meşhur ipeği, tarihi mekanları ve de sanayisiyle Türkiye'nin en gelişmiş şehirlerinden biriydi.

Bursa seyahatimizde beni en çok etkileyen isimlerden birinin de sac işleme makineleri ve de raylı sistemler için araç üreten Durmazlar Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fatma Durmaz oldu.

Makine sektöründe böylesine öncü, cesur, azimli kadınlar görmeye alışık değiliz ne de olsa.

Fatma Durmaz, sac işleme makineleri alanında geliştirdikleri makinelerle hem ithalata alternatif yaratan hem de neredeyse yarı fiyatından daha ucuz yerli üretimin önünü açan ve Ali Durmaz tarafından 65 yıl önce kurulan Durmazlar Holding'i iki kardeşiyle birlikte yönetiyor.

Türkiye'nin ilk makine ihracatını 1975 yılında gerçekleştiren Durmazlar, bugün de Türkiye'nin ilk yerli tramvayını üretiyorsa buraya bir kadın elinin değdiği aşikar.

Bursa'da ilk yerli tramvay olan 'ipekböceği'ni üreten ardından Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin 60 adetlik hafif raylı sistem ve 12 adet çift yönlü tramvayını teslim eden Durmazlar, bugün artık tramvay ihracatına da başlamış. Fatma Durmaz, dünyada raylı sistemler sektöründe ilk sırada yer almak istediklerini ve şu anda Polonya'ya 20 milyon euro bedelle tramvay ihraç edeceklerini söylüyor.

Kuşkusuz yüksek teknoloji ürünü tramvayları üretmek için öncelikle iyi bir araştırma geliştirme merkezine, daha da önemlisi yetişmiş bir insan kaynağına sahip olmak gerekiyor. "İlk yerli tramvay için 3 milyon euro harcarız diye hesap yaptık. 50 milyon euro harcadık ama sonuçta şöyle oldu. Almanya Siemens'in ürettiği araçları biz burada yarı fiyatına üretmeyi başardık" diyerek Durmazlar'da know-know'ın bilgi birikiminin, hepsi mühendis insan kaynağının Türkiye'ye yaptığı katkıyı anlattı.

Fatma Durmaz ve şirketin tepe yönetimiyle birlikte sac işleme fabrikasını dolaşırken bir makinenin önünde duruyoruz. O sırada yöneticilerden biri kulağıma eğilerek, "Bu makineyi biz geliştirdik. Bu makinenin bir benzeri NASA'da Elon Musk'ın SpaceX şirketinde çalışmakta. Roketlerin tank gövdelerini bizim makinelerimizle büküyorlar şu anda" diyor.

250 milyon euroluk bir büyüklüğe ulaşan Durmazlar'ın yurtdışına Durma markasıyla gönderdiği makinelerin Elon Musk'a kadar ulaşmış olması, Türkiye'nin sanayicilerinin bu ülkenin büyümesine yaptığı katkının bence en net göstergesi. Siz ne dersiniz?