Türk halk müziği ve protest müziğin en önemli isimlerinden Selda Bağcan, BBC Türkçe'de yayınlanan röportajında açıklamalarında özetle şu sözleri söyleyince sosyal medyada onu ve müziğini tanımayanlar tarafından alay konusu edildi.

- Ben hep ünlüydüm. İnternet 70’li yıllarda olsaydı ben şimdi herhalde aya falan çıkmıştım.

- Sesim çok enteresan. Bulunmayan, hemen fark edilen, duyar duymaz insanların “işte bu Selda Bağcan’dır” diyebildiği bir ses, çok farklı...

Bir de ben dişlerime falan baktırdığım zaman diyorlar ki, “ağzının içi çok küçük ya...” Ben de yeni fark ediyorum bunu. Ya diyorum, “bu ses bu ağızdan nasıl çıkıyor!” Yürekten geliyor, o yüzden.

Bana diyorlar ki, “seni dinlediğimizde tüylerimiz diken diken oluyor.” Ben kendi sesimi dinlediğim zaman da tüylerim diken diken oluyor.

Günlük hayatımda çok mütevazı birisiyim. Ama sahnede hindi gibi kabarıyorum.

Şimdi Selda Bağcan'ın bu sözlerinin doğru olup olmadığını anlamak için müzik kariyerine yakından bakalım. 

Selda Bağcan Muğla’da doğdu. Annesi öğretmen babası veteriner hekim olan sanatçı daha bir yaşına gelmeden anne ve babasının Van’a tayini ile gözünü Van’da açtı.Öğrencilik yılları Ankara’da geçen sanatçı ilk gitarını eline aldığında 10 yaşında bile değildi.1971 yılında Ankara Üniversitesi Fen Fakültesinde Fizik Mühendisliği bölümü son sınıf öğrencisiyken amatörce başlattığı müzik çalışmalarında ilk iki 45'lik plak satışının bir milyon tavanını zorlamasıyla ister istemez profesyonel oldu.

O tarihten itibaren yurt içi ve yurt dışında sayısız konserler veren sanatçı, 1972 yılında Türkiye'yi Dış İşleri Bakanlığının görevlendirmesiyle Bulgaristan'daki ALTIN ORFE (Golden Orfeus) festivalinde temsil etti. 1973 yılında ilk batı Avrupa turnesini gerçekleştiren sanatçı, bu yıllarda 17 adet 45 devirli plak yaptı. 70'li yıllarda Anadolu’nun çeşitli illerini kapsayan turneler yaptı.

1979 ve 1980 yıllarında Türkiye’nin en köklü sosyal demokrat partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)nin yurt dışı Demokratik kitle örgütü olan HDF (Halkçı - Devrimci Federasyonu) ile dayanışma içindeki SPD (Alman Sosyal Demokrat Parti) nin katkılarıyla Batı Avrupada çeşitli festivallere katıldı.

1980 ve 1987 yılları arasında pasaport verilmeyen sanatçı 1981 ve 1984 yılları arasında şarkılarından dolayı üç kez hapse girdi (Metris Askeri Ceza ve Tutukevi), 1986 yılında Peter Gabriel'in desteklediği The Womad Foundation (Word Of Music And Dance) Festivalinden davet aldığında pasaportu olmadığı için gidemedi. Fakat festival komitesi sanatçının bir şarkısına festival plağında yer verdi. Tüm dünya radyolarında çalınan festival plağındaki türküsünün beğenilmesiyle bir çok ülkeden konser davetleri aldı.

1987 yılında Womad Vakfı'nın ısrarlarıyla pasaportuna kavuşan sanatçı o yıl; 13 Haziran Rotterdam Sanat Festivali (Poetry), 19 Haziran Womad ve Glastonbury Festivali, 20 Haziran Jubile Gardens (London), 25 Haziran Eurls Court (London), 26 Haziran Capital Radio Festivalikonserlerini yaptı. 1988 de dört ay süren Batı Avrupa turnesinden sonra, 1989 ve 1990’lı yıllarda Belediyelerin kültür ve sanat hizmetlerinin davetlisi olarak kent festivallerinin yüzbin kişilik seyirci kitlesine hitap etti. Bu konserlerin en büyük özelliği biletlerinin ücretsiz ve halka açık olmasıydı.

Yine 1990 yılında Hollanda'dan Rasa Organition (Interkultureel Centrum)'un davetlisi olarak Utrech, Nijmegen, Tilburg şehirlerinde ve Yugoslavya'daki Prizren ve Priştineşehirlerinde konserler verdi. Aynı yıl dört kez İsrail'e giden şarkıcı Acco Festivalinde "Khan-el Umdan" adlı Osmanlı kalesinde ve Ehal Hatarbut konser salonunda iki ayrı konser ve iki ayrı televizyon programı yaptı. Ve Danimarka'nın Argus şehrindeki esintiler isimli festivale katıldı.

2000 yılında KÖLN ARENA’da AABF’nın (Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu) gerçekleştirdiği konserde yer aldı. Bu konser aynı anda aynı sahnede 2167 sanatçı olması nedeni ile GUİNESS rekorlar kitabına girdi.

2002 yılında Kudüs festivaline katılan sanatçının 2006 yılında 1976 yılkında seslendirdiğiANADOLU FOLK ROCK tarzındaki türküleri ihtiva eden LP si (Türkiye’de Türkülerimiz II olarak yayınlanıyor) Londra merkezli bir yapım firması tarafından Lp ve CD olarak tüm dünyaya pazarlanıyor. Zaman zaman film müzikleri de yapan sanatçı, bugüne kadar 30 yıl içinde 17 adet 45'lik, 10 adet LP, 30 adet kaset ve cd çalışması olan sanatçı; Almanya, Hollanda, Fransa, İngiltere, Belçika, Danimarka, İsveç, Norveç, İsviçre, Avusturya, Avustralya(iki), Yugoslavya ve İsrail'de konserler verdi.

Tarz olarak protest müziği benimseyen Selda Bağcan, kendi bestelediği şarkıları söylemeyi tercih ederken, bin yıllık anonim halk türkülerini çağdaş bir üslupla yorumlamasıyla da tanınıyor. Kendisini Türk insanının acılı sesi olarak nitelendiren sanatçı, halen İstanbul'da ikamet etmekte ve sahibi olduğu MAJÖR MÜZİK YAPIM şirketinin yöneticiliğini yapmaktadır.