Türk televizyon tarihinde belki de ilk kez bir televizyon dizisinde kadını ezen, hor gören, çocuk doğurup, ev işlerini yapıp erkeklere hizmet etmek için yaratıldıklarına inanan, kadını bir mal gibi alıp satan, şiddetin her türlüsünü uygulayan, kadın katili ataerkil zihniyetin değişmesi için güçlü bir mesaj verildi; "Değişim elimizde"
Kalbimdeki Deniz adlı dizinin 45.bölümünde senaryonun baştan sonra kurgulanan kadına yönelik erkek şiddetine karşı tavrı milyonları ekrana kilitlerken, sosyal medyada da dizinin kullandığı "Değişim elimizde" sloganı gündeme oturdu.
Başrollerini Özge Özberk, Kutsi, Yeşim Ceren Bozoğlu ve Hakan Eratik'in paylaştığı Kalbimdeki Deniz'de, dizinin ilk bölümünde sırf Serdem'i sevdiği için ailesinin ölüm fermanını imzaladığı Diyar'ın 44 bölüm boyunca süren hayatta kalma mücadelesi 45'inci bölümde erkek şiddetiyle son buldu.
Babasının 'katli vaciptir' emrine uyan ağabeyi, sonunda Diyar'ı ve Serdem'i bulur. Gözünü kırpmadan Serdem'i öldüren ağabeyi silahı kendisine doğrulttuğunda ise Diyar; "Namussuzluk yapmadım, sevdim ben abi. Hem evlendik, çocuğumuz oldu bak" dese de abisini ikna edemez.
Bu söz, "Namussuzluk yapmadım, sevdim ben abi" sözü şimdiye kadar adına 'namus, töre cinayeti' dense de aslında ataerkil zihniyetin yani erkek şiddetinin kurbanı binlerce kadın söyledi ama dinleyen olmadı.
Medyanın erkek diliyle yeniden yeniden üretilen ataerkil zihniyet, toplumsal eşitsizliğin daha da derinleşmesine neden olurken Kalbimdeki Deniz ile belki de ilk kez bu zihniyetin değişmesi için güçlü bir duruşa tanık olduk.
Diyar ve Serdem'in öldürülmesinin ardından Diyar'ın babasına karşı gösterilen tepki, dizinin genç karakteri Ece'nin medyayı harekete geçirmesi, Kadın Meclisleri ile temas kurup hep birlikte öldürülen diğer kadınların fotoğraflarını ellerinde taşıyarak ve sloganlar eşliğinde cinayetin protesto edilmesi, Kutsi'nin canlandırdığı karakterin Ece'ye söylediği "Herkes senin kadar duyarlı olsa bu cinayetlerin sonu gelir belki bir gün" sözüne Ece'nin "Bence önce kadınların eğitilmesi şart. Onların yetiştirecekleri çocuklarla belki bir şeyler değişir" sözleri içinde bulunduğumuz tablonun adeta bir özetiydi.
Oğlunu Deniz'in elinden kaçırmaya kalkışan Alihan'a komşularının saldırıp engel olması kadına yönelik erkek şiddetine karşı toplum olarak nasıl dayanışma içinde olunacağını çok açık ve net bir şekilde gösterdi bize.
Dizideki bir başka karakter Josef'in söyledikleri ise kadın üzerinden tanımlanan namus kavramının içinde aslında kadın değil de başka unsurların olması gerektiğine işaret ediyor; "Asıl namussuz kim ben sana söyleyeyim mi? Kendinden zayıfı ezenler, şiddet kullananlar, küçücük kız çocuklarını okula göndermek yerine evlendirenler, tecavüzcüler. Vergi kaçırma, yolsuzluk, hırsızlık ne peki. Üstelik dinler de bunu yasaklıyor. Tabi bunları namus meselesi yapan yok ama"
Deniz karakterinin dizinin ilerleyen dakikalarında Diyar'ın annesine söylediği şu sözler de zihniyet değişiminin nasıl mümkün olabileceğini vurgular nitelikteydi; "Çocuklarını eğitimi annede başlıyor. Kızları okutmak lazım, meslek sahibi yapmak lazım. Erkek çocuklarına da bu yaptıklarının yanlış olduğunu, dinde yeri olmadığını anlatmak lazım"
Kiminiz sonuna kadar desteklediniz kiminiz töre cinayetlerine prim verdiniz dediniz.Töre cinayetlerini desteklemenin ve savunmanın hiç bir insanı tarafı olamaz,olmamalıdır. Protesto etmek demek bir şeyi değiştirmeye niyet etmektir, olan ve devam eden şeye onay vermemek, kabul etmemek demektir. Biz ekip olarak bu gerçeğe karşı olduğumuzu ve her gün,her gün dikkat çekilmesi gerektiğini düşünerek töre cinayetlerinin her zaman karşısında olduğumuzu ve yalnız olmadığımızı göstermek istedik. Eğer bu gerçeği değiştirmek elimizdeyse biz elimizdekileri sonuna kadar kullanmaya hazırız, ta ki kadın ve cinayet kelimeleri yanyana kullanılmayıncaya kadar"