Hacettepe'de lisans, Sabancı Üniversitesi'nde ise yüksek lisansını tamamlayan ve 2015 yılında Harvard Üniversitesi Genç Akademi üyeliğine seçilen ilk Türk olan Canan Dağdeviren, giyilebilir kalp pili ve cilt kanserini teşhis eden cihaz geliştirmesinin ardından bu kez de MIT'deki doktora çalışmasında tüm dünyada büyük yankı uyandıran bir cihaz geliştirdi. 

Dünyaca ünlü Sience Dergisi tarafından Science&SciLifeLab Odülü'ne layık görülen başarılı Türk bilim kadını Canan Dağdeviren'in geliştirdiği saç teli inceliğindeki beyin iğnesi sayesinde nörolojik hastalıklar özellikle de parkinson hastalarının tedavisinde önemli bir rol oynayacak.

Yardımcı Doçent Canan Dağdeviren liderliğindeki araştırmacı ekip Profesör Robert Langer, Profesör Ann Graybiel ve Profesör Michael Cima'dan oluşuyor.  İçinde kıl kadar ince iğneler içeren ve birçok tüpten oluşan cihaz kullanılarak hastanın beyninde istenilen bölgeye ilacın verilmesi ve takibi mümkün olabiliyor.

 

Araştırma ekibi soldan sağa; Profesör Robert Langer, Profesör Ann Graybiel, Yardımcı Doçent Canan Dagdeviren, ve Profesör Michael Cima.
(Fotoğraf: M. Scott Brauer)

 Canan Dağdeviren'in yeni buluşu beyin iğnesiyle ilgili makalesi 24 Ocak'da Science Translational Medicine dergisinde yayınlanandı. 

Dağdeviren, araştırmacı ekibiyle birlikte kaleme aldığı makalesinde beyin iğnesiyle ilgili olarak “Şu an entrevenoz (damar içinden) ya da ağızdan yapabildiğimizle karşılaştırıldığında, bu yöntemle çok küçük miktarlarda birden fazla ilacı enjekte edebiliriz ve ayrıca enjeksiyon yoluyla davranışsal değişiklikleri de manipüle edebiliriz.” diye yazdı. 

Beyin hastalıklarının özellikle de Parkinson'un tedavisinde kullanılan ilaçlar ağız yoluyla alındığında beyindeki sadece belli bir alanı değil, beynin tümünü etkiledikleri için yan etkilerin ortaya çıkmasına neden oluyor.

Canan Dağdeviren liderliğindeki MIT ekibinin geliştirdiği cihaz sayesinde ilaçların, beynin sadece 1 milimetre küplük kısmına enjekte edilmesi mümkün olabiliyor. İlacı iletebilmek için saç teli inceliğinde, 30 mikrometre eninde ve 10 santimetre uzunluğunda kanül adı verilen tüpleri geliştirdi.  

Tüplerin içinde 150 mikron eninde paslanmaz çelik bulunuyor.   Araştırmacılar kanülleri derinin altına yerleştirilebilen küçük pompalara bağladılar. Bu pompaları kullanarak farelerin beyinlerine çok küçük dozlarda ilaç (yüzlerce nanolitre) enjekte etmeyi başardılar.

Canan Dağdeviren “Cihaz isteğe göre uyarlanabilir olduğu için gelecekte kimyasallar, ışık, tümörler ya da Parkinson veya Alzheimer gibi nörolojik hastalıklar için farklı kanallarımız olabilir.” dedi.

Canan Dağdeviren, sosyal medya hesaplarından yeni geliştirdiği cihazla ilgili şöyle yazdı;

 

Berrin Tansel ile yaptığımız video röportajı izlemek için linke tıklayın.