İzmir İş Kadınları Derneği, kurulduğu 2008 yılından bu yana 70 üyesi ile birlikte kadınların çalışma hayatında yer alabilmesi için bir çok projeye imza atıyor. Meslek edindirmeden girişimcilik kurslarına, kültür sanat etkinliklerinden eğitim burslarına varana kadar her alanda kadınların güçlendirilmesi için çalışıyorlar. İZİKAD Başkanı Huriye Serter yaptığımız söyleşide hem derneğin çalışmaları hakkında bilgiler verdi, hem de kendi girişimcilik hikayesini anlattı. Serter, kendi işini kurmak isteyen kadınlar için ise güzel bir iş fikri önerdi.
SAYISIZ PROJEYİ HAYATA GEÇİRDİLER
Dernek olarak şimdiye kadar neler yaptığınızı çok kısaca özetler misiniz?
*İç İşleri Bakanlığı Dernekler Müdürlüğünden aldığımız hibe ile “Dokuma Sanatındaki Çiçekler” projemizi gerçekleştirdik. 25 kadına 12 ay boyunca desen çizimi ve kumaş analizi yapabilme eğitimleri verdik.Karşıyaka Belediyesi ile birlikte çalıştık. Hibe 54 dernekten 4 derneğe verildi.Birisi de bizim projemizdi.
*KOSGEB Tematik Proje kapsamında aldığımız hibe ile “Bir Kadın Bir Toplum” e-okul projemizi gerçekleştirdik. İnternet üzerinden canlı, girişimcilik eğitimleri verdik. 12 ay sürdü.Tematik proje kapsamında ilk kez bir STK’ya verilmiş bir projeydi.
* “KADINCA BİRİKİMLER” finansal okur yazarlık eğitimleri. Bir bankanın eğitimci sponsorluğunda gerçekleştiriyoruz. Belediyelerin Semt Evlerinde yapıyoruz. Halen devam ediyor. Şu ana kadar 700 kadına ulaştık. Yılsonuna kadar 1500 kadına ulaşmayı planlıyoruz.
* “KADIN OKULU YAŞAM OKULU” yine belediyelerin Semt Evlerinde üyelerimizin mesleki birikimleri doğrultusunda verdikleri eğitimler.
* “GENÇ İZİKAD”üniversite son sınıf öğrencilerine verdiğimiz girişimcilik ve liderlik eğitimleri, İZİKAD üyelerinin birebir yaptığı mentorluk, proje yazılımı, proje yarışmasından oluşan 6 ay süren bir proje. Bu yıl 6.sını gerçekleştiriyoruz.
*İZİKAD AKADEMİ eğitimleri (ayda iki kez İZİKAD Ofiste verdiğimiz eğitimler)
*Meslek Kursları
*KOSGEB eğitimleri
* “BRİDGE TO BRİDGE” uluslararası alanda mesleki eşleştirmelerle b2b görüşmeleri.Bu güne kadar 5 ülke ile gerçekleştirdik. Nisan ayında Bosna Hersek ile yapacağız.
*Kültür Sanat etkinlikleri. Gülsün Onay konseri, Arkas Trio konseri, Azra Kohen ve Ayşe Kulin imza günleri.
*AFAEMME (Akdeniz İş Kadınları Federasyonu) üyesiyiz.
*İki yıldır üniversite öğrencisi başarılı genç kızlara burs vermeye başladık.
*Ticaret gazetesinde “Gelecek İçin Kadın” köşemiz var ve üyelerimiz burada iş yaşamında kadın’la ilgili yazılar yazıyor.
DERNEK ISO 9001 BELGESİ ALACAK
2018 yılında dernek olarak neler yapmayı planlıyorsunuz?
2018 yılında biraz daha kurumsal çalışmalarımıza önem vereceğiz. Komitelerimizi kapatıp yerine yuvarlak masa çalışma gruplarını kuruyoruz. Bu gruplara dönüşümlü liderlik sistemini getiriyoruz.Daha esnek ve daha şeffaf bir düzene geçiyoruz. ISO 9001 belgesi almak üzere müracaatımızı yaptık. İzmirde bunu alan ilk dernek olacağız sanırım.
Projelerimize iş dünyasında kadının üst yönetimde temsili, kanaat önderi olarak kadın, karar mekanizmalarında kadın liderliği, toplumsal cinsiyet eşitliği gibi konuları eklemek istiyoruz.
Gençlerle yuvarlak masa toplantıları düzenleyip ,onları iş dünyasının liderleri ile buluşturup, birlikte proje üretmelerini sağlayacağız.
BM Küresel İlkeler Sözleşmesini imzalamak üzere müracaatta bulunduk. Sonuçlanmasını bekliyoruz.
İki yıldır senede 1 kez yaptığımız Çalıştay’ımızı bu yıl daha kapsamlı yapmayı planlıyoruz.
İZİKAD “İş’te Kadın” dergimizin ilk sayısını 2018’in ilk ay’ında çıkardık. Dergimiz gelişerek yayın hayatına devam edecek.
Burs fonu oluşturmak üzere seramik “Gülence” kızlar projemizi hayata geçiriyoruz.
Dokuz Eylül Üniversitesi ile birlikte bir işbirliği protokolü imzalamıştık . Bunu İzmir’deki 2 özel üniversite ile de imzalamayı planlıyoruz.
AB projeleri üzerine daha fazla çalışacağız. Bir proje yazdık. Ama başka projeler de yazmaya devam edeceğiz.
Bu yıl İZİKAD’ın 10. Yılı. Biz İZİKAD’ı arkadaşlarımla birlikte 2025’e hazırlıyoruz. Ve marka yapmak üzere kararlıyız.
EŞİYLE BİRLİKTE GİRİŞİMCİ OLDU
Eğitim ve kariyeriniz nasıl ilerledi?
Dörtyol doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Fakültesi Şan bölümü mezunuyum. Okuduğum mesleği hiç yapmadım ve 30 yıldır iş yaşamındayım. Eşimle birlikte 1988 yılında kurduğumuz “Serter Büro Mobilya”nın yöneticisiyim.Şimdi 2. kuşak olarak oğlumuza şirketin liderliğini teslim ettik. Ayrıca 7 yıldır yine eşimle birlikte “Adı Proje” isimli bir de inşaat şirketimiz var.Şu an Çeşmede inşaatlarımızla ilgileniyoruz.
Kendi işinizi kurmaya hangi yıl, nasıl karar verdiniz?
Şirketi kurarken 1988 yılında mobilya konusunda yeni gelişmekte olan Karabağlar bölgesine giderek aslında bir risk aldık. Önceleri biraz zorlansak da sonradan burası mobilya şehri olarak anıldığında en eski oyuncularından biri olarak avantajımız oluştu.Zaman zaman ülkenin ve dünyanın etkilendiği krizlerden elbette Serter olarak biz de etkilendik. Fakat eşimle birlikte dayanışmanın motive edici sinerjisinden yararlanarak krizlerden daha güçlü olarak çıktık. Zaman zaman istemesek de eve iş sohbetlerimizi taşıdık fakat bu da oğlumuzun bizim işimize yönelmesini sağladı. Biz aile şirketi olmanın pozitif yanlarını yaşadık. İyi ve zor günlerde dayanışma içinde olarak birlikte kendimizi hep daha güçlü hissettik.
ÇEVRECİ MOBİLYAYA ÖNEM VERİYORUZ
Şirketiniz kurulduğundan bu yana nereden nereye geldi, 2017 nasıl bir yıl oldu, 2018 hedefleriniz neler?
Şirketimizi ilk kurduğumuzda sadece alıp satan bir firmaydık. Ve çalışan sayımız çok azdı. Tek katlı bir mağazada hizmet veriyorduk. Gittikçe hep gelişerek ve kontrollü büyümeye gayret ettik.Mağazamızı açtıktan bir süre sonra üretim de yapmaya başladık. İnsanların, iş yerlerine bizim ürünlerimizle motivasyon taşıdığımıza inandık ve hep bu bilinçle etik kurallar çerçevesinde ürünler üretmeye dikkat ettik. Şimdi 25-30 yıl önce bizden aldıkları ürünleri hala kullanan ve hala mutlu olan insanları görünce biz de mutlu oluyoruz ve iyi ki bu işi yapıyoruz diyoruz.O yıllardan bu yana her şey elbette çok değişti. Beğeniler, iş yaşamı, teknoloji… artık çok farklı bir kuşağa hizmet götürüyoruz.Yeni nesil ürünler üretmek durumundayız ve işlevselliğe, çevreci mobilyalar üretmeye ve ürünlerimizde teknolojiyi kullanmaya daha çok önem veriyoruz. Dünyayı bu kadar savaş, terör, gerginlikler sarsa da 2017 yılı aynı oranda çok kötü geçmedi. İş yerleri, okullar, hastaneler, bankalar, kamu kuruluşları gibi ofis sektöründe geniş bir yelpazenin olmasının da bunda etkisi var.Ama sonuçta biz de ülkemizin ekonomik koşullarından doğru orantılı bir şekilde etkileniyoruz. 2018 yılında Serter olarak daha çok sahada olmayı planlıyoruz ve hedeflerimizi tutturabilmemizi zorlukları fırsata çevirebilme yeteneğimizin belirleyeceğine inanıyoruz.
KADINLARIN YÜZDE 75'İ EVLENİNCE İŞİ BIRAKIYOR
Bir kadın olarak sizin gözlemleriniz deyenimleriniz neler, kadınlar iş hayatında hangi engellerle karşılaşıyor? Bu engelleri aşmak için ne yapmalılar?
Kadınların %75i evlendikten sonra işi bırakıyorlar. Bunun en büyük nedeni çocuk, yaşlı bakımı ve ev’in sorumluluğunun kadının üzerine olması ve bunu aşmaları için hiçbir yardım alamamaları. Toplumumuzdaki ataerkil yapı ve ön yargılar da bunda etken. Daha işe alınırken kadının evlenip doğum yapacağı düşünülerek erkek eleman tercih edilmesi kadınların ya o işi daha almadan kaybetmeleri ya da daha düşük ücretle çalıştırılmalarını sağlıyor. İş ve aile dengesini kurmak kadının problemiymiş gibi algılanıyor.Kadının eş ve anne rolü daha ön planda tutularak iş dünyasında kullanabileceği pek çok olumlu özelliği hep göz ardı ediliyor. Çoğu şirkette kadının çocuğunu bırakabileceği kreş imkanı yok. Süt ve doğum izni işverenler tarafından olumsuz algılanıyor.Cam tavan olarak adlandırılan ve açıkça görülemeyen pek çok engel zaman zaman tepe yönetim tarafından kadınları baskı altında tutuyor ve yükselmesini engelliyor.Ve kadına hayat müşterektir anlayışıyla yaklaşmayan eş’ler de kadınların iş’lerini bırakmalarına neden oluyor.
KADINLARLA ŞİRKETLER YÜZDE 57 DAHA FAZLA KAR EDİYOR
Kadın istihdamında daha fazla kadının yer alması için kadınlara ve erkeklere bir çağrıda bulunur musunuz?
Kadın ve erkeğin dengeli olduğu şirketlerde %56 daha fazla kar elde ediliyor.Ayrıca kadınların pek çok olumlu özelliklerini yansıtmaları sayesinde bu şirketler etik açıdan daha iyi yönetiliyor.Ve daha başarılı oluyor. İş dünyası bunu görmeli.Kadının iş gücüne katılımını destekleyici politikalar geliştirmeli. Bu hem kadının kendi ekonomik ve sosyal özgürlüğünü sağlayabilmesi hem de ülkemizin daha zenginleşebilmesi ve demokratik olabilmesi için gerekli. BM’in dünyayı değiştirecek 17 sürdürülebilir kalkınma hedefleri arasında Toplumsal Cinsiyet Eşitliği 5. Sırada. Kamu, özel sektör, STK’lar, gönüllüler bir araya gelmeden ve büyük bir gayret göstermeden bu hedefe ulaşılması mümkün değil.Onun için bu iş top yekün bir çaba gerektiriyor.Birlikte davranırsak dönüşüm ve değişimi sağlayabiliriz.
KADINLAR DÜŞEBİLİR, DEVAM ETSİNLER
Girişimci olmak isteyen kadınlara tavsiyeleriniz neler olur?
Cesur olsunlar, vazgeçmesinler, yapamazsın sözleri ilk önce belki de en yakınlarından gelecektir.Kesinlikle yola devam etsinler. Girişimcilik bir serüvendir ve risk almaktır. Bunu en başta göze alsınlar. Düşebilirler, kalkıp devam etsinler. Ve kendilerine yatırım yapsınlar. Eğitim önemli , isterlerse yaparlar. Kendilerine rol model kadınları örnek alsınlar. Onlardan ilham alsınlar. Biri başardıysa diğerleri de başarabilir.Ülkemizde girişimci erkeklerin oranı %92 iken girişimci kadınların oranı %8 .Bu sayıyı arttırmak ülkemizi de kalkındırmak demektir.
Başka kadınların öğrenmesi, rehber olması için yaptığınız işle ilgili, uzmanlığınız olduğu konuda püf noktalarını anlatır mısınız?
Benim işimde satış kısmında kadın çalışan sayısı yüksek. Fakat üretim kısmına bakınca erkek egemen bir sektör. Ve mobilya üretimi erkek işi olarak görülmekte.Oysa kadınların daha dikkatli, daha ayrıntıcı, daha yenilikçi gibi özelliklerini dikkate alırsak mobilya üretiminde kadın hakimiyetinin olmaması büyük kayıp. Burada biraz da iş kadınlara düşüyor. İş verenlerin genelde erkek olduğu düşünüldüğünde üretimin erkek işi olarak görülerek kadınlara yönelik yapılan sözde pozitif ayrımcılığı kabul etmemelerini bu özellikleri sayesinde kadınların bu işi de gayet güzel başarabilecekleri konusunda ısrarcı olmalarını öneriyorum.Özellikle koltuk ve döşeme alanında kadınların çalışmalarının çok verimli olacağına inanıyorum ve kendim de iş yaşamımın bir kısmında tepe yönetici olarak üretimin başında olan biri olarak satışta olduğu kadar sektörün üretim kısmında da kadın çalışan potansiyelinin görünür kılınmasının bu işe talip olacak olan kadınlar sayesinde olacağını düşünüyorum.