2017 sonunda, merkezi iklimlendirme pazarında önceki yıla oranla %3 ilâ 5 arasında daralma öngörüldüğünü belirten Ferizoğlu, “Yapımı devam eden kamu özel ortaklığı hastanelerinin etkisiyle, klima santralı ve soğutma kulesi pazarında biraz artış, fancoil pazarında hafif düşüş, soğutma grubu ve çatı tipi klima pazarında ise % 10 civarında daralma bekleniyor. Alarko Carrier olarak, merkezi iklimlendirme alanındaki satışlarda 2017 sonu itibarıyla pazara paralel oranda bir seyir tahmin ediyoruz. TL olarak önceki yıla göre artış meydana gelse de, yüksek kur sebebiyle dolar bazında merkezi iklimlendirme açısından %5 oranında gerileme olacağı öngörülüyor. 2017 yılında bina otomasyon sistemleri ve soğutma kuleleri, merkezi iklimlendirme cirosunda önceki yıla göre yüzdesel olarak en çok artış gösteren ürünler. 2018’de de, bu yıla benzer biçimde, ürün bazında değişmekle birlikte merkezi iklimlendirme pazarında %5 oranında daralma öngörülüyor.” dedi.
ENERJİ VERİMLİLİĞİNE ÖNEM VERİLİYOR
2014’te hayata geçirilen sezonsal verimlilik uygulamasıyla, 12 KW altı cihazlarda inverter olma zorunluluğu getirildiğini hatırlatan Ferizoğlu, bu sayede enerji verimli ürünlere talep artarken, sabit hızlı split klimaların yerini inverter modellere bırakmasının sağlandığını belirtti. Tüketicilerin enerji verimliliği konusunda daha da bilinçlendiğini vurgulayan Ferizoğlu, “Tüketici artık sadece fiyat kriteriyle değerlendirme yapmak yerine, daha yüksek enerji verimliliği değerlerine sahip klima seçimlerine önem veriyor. Bu durum, günümüzde iklimlendirme sektöründe trend haline gelmiş durumda. Yüksek ESEER ve SCOP değerleri, klima seçiminde en çok dikkat edilen kriterler. Bu hem bireysel anlamda hane halkı ekonomisine, hem de ülke ekonomisine ciddi katkı yapan bir gelişme. Klimalara günümüzde lüks olarak değil ihtiyaç olarak bakılması, sektörü olumlu etkileyen bir diğer parametre. Birçok inşaat şirketi ev teslimini klima dahil olarak yapıyor, bu da klima kullanımının yaygınlaşmasına sebep oluyor.” dedi.
Ferizoğlu, 2017’de uygulan ÖTV indiriminin, yıl sonunda evsel split klima satışlarında yaklaşık %15’lik büyümeye neden olacağını öngördüklerine değinerek şunları söyledi: “İklimlendirme sektörü, genel olarak zor bir yılı geride bıraktı. 2017 Nisan ayındaki referandum süreci, özellikle ticari klima pazarının gerilmesine sebep oldu. Sonraki aylarda bir miktar toparlanma görülse de, ticari klimalarda (VRF –LC) pazarın 2017’de yatay seyrettiğini söylemek mümkün. Ek olarak, AB’de 2014’te F-gaz regülasyonunun yayınlanmasıyla, alternatif akışkanlar, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de konuşulmaya başlandı. Regülasyonun amacı küresel ısınmayı sınırlamak. Bu kapsamda daha düşük küresel ısınma potansiyeline (GWP) sahip R32 soğutucu akışkan kullanan split klimalar, Japon üreticilerin ürün gamında yer alıyor. Piyasada en çok kullanılan R410 soğutucu akışkan 2088 GWP’ye sahipken, R32 soğtucu akışkan 675 GWP’ye sahip. Bu 1/3’lük oran R32’nin R410A’ya göre yaklaşık 3 kat daha çevreci olduğu anlamına geliyor. 2018 yılında klima sektöründe görülecek bir diğer değişiklik, firmaların ürün gamındaki yeni nesil R32’li cihazların artışı olacak. İç ortam hava kalitesi, klima seçiminde dikkat edilen bir diğer önemli nokta. Günümüzde klimalarda toz, kir, sigara dumanı gibi küçük partikülleri tutabilen yüksek yoğunluklu filtrasyon sistemlerinin kullanılıyor.”
Ferizoğlu, 2017’de ticari klima ve VRF (değişken debili soğutucu akışkan sistemi) piyasasının kısmen daha durgun seyrettiğini söyleyerek, “Dengesiz kur oranı yatırımcıların alımlarını ertelemelerinde en büyük etken oldu. Hem ticari klima hem de VRF alanında yapılan seçimin en önemli kriteri, enerji verimliliği olarak kabul ediliyor. Çünkü enerji verimliliği işletme maliyetini doğrudan etkiliyor ve bina giderleri arasında büyük paya sahip. Ticari klimalarda ve VRF sistemlerinde piyasanın en önemli ihtiyaçlarından bir diğeri, gelişmiş kontrol sistemleri. Merkezi kumandalar üzerinden ana sistem parametlerini kontrol, bina yönetim sistemlerine entegrasyon, daireler için enerji paylaşımı sistemleri ve kablosuz kontrol, yeni tasarlanan projelerde öne çıkıyor.” dedi.
Isı pompaları hakkında bilgi veren Ferizoğlu, sözlerini, “Isı pompası henüz Türkiye’de yeni keşfedilmeye başlanan bir ürün. Hem fosil yakıtlara bağlı olmaması hem de yüksek enerji verimlilikleri sayesinde, özellikle Avrupa’da ısı pompası satış rakamları gün geçtikçe artıyor. AB ülkeleri ısı pompalarını çeşitli teşviklerle destekliyor. Örneğin, Fransa’da ısı pompası yatırım maliyetinin %30’u devlet tarafından karşılanıyor. Türkiye’de de ilgili bakanlıklar; ısı pompasının çevreci ve enerji verimli bir sistem olması, apartman dairesinden büyük ticari binalara kadar geniş bir alanda kurulumunun mümkün olması nedeniyle, ısı pompasının nasıl yaygınlaştırılabileceğine dair çalışmalar yapıyor. Bu yüzden önümüzdeki dönemde ısı pompalarının konvansiyonel ısıtma sistemlerinin yerini alması bekleniyor.” dedi.
2018 yılında yayınlanacak ErP Yönetmeliği’nin (Energy Related Products / Enerjiyle İlgili Ürünler), ısıtma sektöründe birçok olumlu değişikliğe yol açacağını söyleyen Ferizoğlu, yönetmelikle enerji kullanan tüm ürünlerin ekolojik gereksinimlerinin belirlendiğini vurgulayarak, “Tasarım, üretim, ambalajlama, nakliye, kullanım ve ürün bertarafı dahil olmak üzere, bir ürünün tüm yaşam döngüsünü kapsayan gereksinimler sayesinde, kaynak tüketiminin ve zararlı emisyonların azaltılması hedefleniyor. Avrupa Birliği ülkelerinde halen uygulanan ısıtma ürünleriyle ilgili ErP Yönetmeliği, bir hazırlık ve geçiş dönemini takiben ülkemizde de 21 Nisan 2018 tarihinde yürürlüğe girecek. Bu doğrultuda, Türkiye’de üretilen ve ülkemize ithal edilen 400 kW ısıtma gücüne kadar kombi ve kazanların, daha yüksek verimli bir teknoloji olan yoğuşma teknolojisine sahip olmaları gerekecek. 400 kW ısıtma gücüne kadar konvansiyonel (yoğuşmasız) kombi ve kazanların üretimi ve ithalatı ise bu tarihten itibaren yasaklanacak.” dedi.
Ferizoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Yönetmelik kapsamında kombilerin içinde yer alan ve ısıtma sistemindeki sıcak su sirkülasyonunu sağlayan devridaim pompalarının, daha az elektrik tüketen yüksek verimli pompa olmaları zorunluluğu da getirilecek. Ayrıca, 70 kW ısıtma gücüne kadar kombi, kazan gibi ısı üreticileri ve 500 litre hacme kadar su ısıtıcıları ve boylerler için, üreticilerin enerji verimliliği etiketi düzenlemesi zorunlu olacak. Bununla birlikte, kombi, kazan, ısı pompası veya güneş enerjisi sistemi gibi çeşitli ısı üreticilerinin birlikte kullanıldığı ısıtma sistemlerinde, sistem enerji etiketlemesi yapılacak. ErP Yönetmeliği sayesinde tüketicilere, daha yüksek verimli ve çevre dostu ısıtma ürünü seçenekleri sunulacak. Tüketiciler de satın almak istedikleri ısıtma cihazının veya cihaz kombinasyonunun enerji tüketim sınıfı hakkında önceden bilgi sahibi olacak.”
Türkiye’deki kombi pazarı hakkında bilgi veren Ferizoğlu, “Ülkemizde kombi pazarı yıllık ortalama 1 milyon adet seviyesinde. Bunun halen %35’i, ErP Yönetmeliği’ne uygun yoğuşmalı cihazlardan oluşuyor. Yönetmeliğin Lot 1 ve Lot 2 fazlarının devreye girmesiyle birlikte, pazarın %65’lik kısmı da yoğuşmalı cihazlara dönecek. Yoğuşmalı cihazların konvansiyonel cihazlara göre %15-30 aralığında daha verimli olması, dış kaynaklara bağlı olduğumuz doğalgazda ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacak. Tüketicilerden gelen geribildirimler ve pazar araştırma sonuçları doğrultusunda, firmamızda ısıtma cihazlarının geliştirilme çalışmaları son hızla sürdürülüyor.” diye ekledi.