Sporun hala erkeklere ait bir alan olduğu algısı yıkılmadığı sürece kadınlar spor camiasında karşılaştıkları sorunları yaşamaya devam edecek. Kadınlar spor camiasına daha girmeden engellerle karşılaşıyor. Spora yönlendirilmiyor, imkanlar kolaylaştırılmıyor, sürekli önyargılarla mücadele etmek zorunda kalıyor. Spor camiasında sırf 'Kadın' oldukları için karşılaştıkları sorunlar Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi ile Kadınlar için Spor ve Fiziksel Aktivite Derneği'nin (KASFAD) 2018 yılında düzenlediği 2. Kadın ve Spor Çalıştayı'nda masaya yatırılmış, tespit edilen sorunlar ve çözüm önerileri bir rapor haline getirilmişti. Rapora göre özellikle devlet okullarında beden eğitimi derslerine önem verilmiyor, kızlar spora teşvik edilmiyor, aileler kızlarını özgüvensiz çekingen yetiştiriyor, kendilerine güven duymadıkları için sporcu olmak için istese bile ortaya çıkamıyor, sporcu olduğunda ise yine ataerkil zihniyette kaynaklanan önyargılar nedeniyle antrenmana, malzemeye erişimde sıkıntılar yaşıyor, maddi olarak desteklenmiyor, iş bulamıyor, evlenip çocuk sahibi olunca sporu bırakmak zorunda kalıyor. Antrenör veya hakem olmak isteyen kadınlar da sırf kadın oldukları için engelleniyor, bu meslekleri icra etmek istediklerinde ise karşılarına yine annelik, aile gibi kavramlar çıkartılıyor ve "evine git ne işin var burada" önyargılarıyla karşılaşıyor, yönetici olmak istediklerinde ise sıraya bile giremiyorlar. Spor kulüplerinde veya federasyonlarda yönetici olmak isteyen kadınlar da yine siyasi kamplaşmaların, cinsiyetçi yaklaşımların arasında kaybolup gidiyorlar.
Yani sizin anlayacağınız spor camiasındaki kadınların sorunu çok. Oysa İstanbul Sözleşmesi tam anlamıyla uygulansa bu sorunların ortadan kalkması için büyük bir adım atılmış olacak. Çünkü tüm bu sorunların temelinde toplumsal cinsiyet eşitsizliği var. Kadın sporcular ve yaşadıkları sorunlar toplum tarafından daha görünür olsun diye yola çıkan Esra Küçükyalçın, spor camiasındaki kadınların sesi olmak için Spordakadin.net adlı siteyi kurdu. Sitede kadın sporcuların haberlerinin yanı sıra onlarla yapılan söyleşilere de yer veriliyor.
Esra Küçükyalçın, İşte Kadınlar'ın sorularını yanıtladı.
ESRA KÜÇÜKYALÇIN KİMDİR?
Nerede, kaç yılında doğdunuz, hangi okullarda eğitim aldınız? Medeni durumunuz nedir?
Sarıkamış (Kars) doğumluyum. 1979 yılında doğdum. Fenerbahçe Lisesi ve sonrasında İstanbul Üniversitesi İktisat fakültesi iktisat bölümünü bitirdim. Boşandım.
Kariyer yolculuğunuz nasıl ilerledi, yıllara göre hangi şirketlerde hangi görevlerde bulundunuz, şimdi hangi şirkette hangi pozisyonda çalışıyorsunuz. Hangi alanda uzmansınız, özellikleriniz neler, kısaca anlatır mısınız?
Kariyer yolcuğum halen maalesef Türkiye'nin ve tüm dünyayı etkileyen pandemi döneminin etkisiyle zor koşullarda devam ediyor.
12 yıl bankacılık tecrübem oldu. Bankanın neredeyse birçok bölümünde çalıştım ''Sizin işi, işin de sizi sevmesi lazım.'' bu sevgi karşılıklı olmadığında eninde sonunda bitiyor. Bankanın, uzun müddet genel müdürlüğünde ve en son şube ''Kurumsal Satış'' bölümünde çalıştıktan sonra ayrıldım. İşime aşık çalışırken onun beni sevmediğini ve istediğim gibi kariyer basamaklarını ilerleyemeyince anladım. Bu ''Celladına aşık olmak gibiydi...!''
3 yıl aradan sonra 1 yıl '''Etik ve İtibar Derneği''nde çalıştım. İşe ara verdiğim dönem, eşimden de ayrılıp bütün ağırlıklarımdan kurtulduğum bir dönem oldu. ''Yenidenbiz'' adlı sivil toplum kuruluşu ile tanıştım. Beni hayata geri döndüren bu sivil toplum kuruluşu, 5 yıl çalışmış ve 1 yıldan fazla ara vermiş üniversite mezunu kadınların yeniden iş hayatına dönmeleri üzerine kurulmuş bir dernek. Ardından Boğaziçi Üniversitesi'nde ''Dijital Pazarlama'' sertifika programına katıldım.
Artık aynı anda tek bir işin yetmediği bir dünya yaşıyoruz. Ben de şimdi ''sporda kadın'' sosyal girişimini devam ettirirken aynı zamanda farklı ajanslara bağlı olarak ''video kurgu ve tasarım'' işi yapıyorum.
En büyük özelliğim sürekli gelişmeye açık olmam, bir diğeri ise çok ''vefalı'' oluşum. Aslında bu iki özellik ''sporda kadın'' ın kuruluşunun en büyük sebepleridir. Sporun bana kattıklarının karşılığında diğer kadınlara anlatmaya çabalayarak ''ülkemizde daha fazla kadın spor yapsa keşke'' duygularından ortaya çıktı.
Şirketinizin adı nedir, kendi işinizi kurmaya hangi yıl, nasıl karar verdiniz, neden bu şirketi kurdunuz, hangi alanlarda hizmet veriyorsunuz? Şirketi kurarken hangi çekinceleri, zorlukları yaşadınız, nasıl başa çıktınız? Şirketiniz bugün hangi noktada?
''sporda kadın'' 2019 yılının ilk yarısında kuruldu. Amatör sporcu oluşum bu sosyal girişimi kurmaya itti. Sevgili abim ''Dijitali biliyorsun, spor ve kadın konularını bir araya getirmelisin.'' dedi. Etrafımda ''teknolojide kadın'' gibi dernek isimleri de olunca hiç düşünmeme gerek kalmadı. Türkiye'de iş birliği yapma isteğimizin azlığı ve spora bakışımız sadece ''erkek futbolu'' olunca hem zihniyet hem de tanıtmak oldukça zor. Bize rol-model olan milli atletlerimizin haberlerini de yapmak çok önemli, bunu yaparken şunu da farkettimki takdir etmeyi bilmiyoruz. En büyük çekincem maddi zorluklar, ''sporda kadın'' hala gelişme aşamasında… ülkemizde muhteşem kadınlarımız var onları da zamanla çekip haberlerini her zaman yapmaya devam edeceğim. ''sporda kadın'' sayesinde de ben video yapmayı öğrendim.
Sitenize ilgi nasıl? Sporcu kadınların haberlerini yayınlamanın dışında youtube ve instagramda şimdiye kadar neler yaptınız?
Tüm dünyada olduğu gibi izleyici bulmak oldukça zor. Hem kadın hem de tüm branşları konu almaya çabalıyorum. Dünyada voleybol, basketbol ve yakın zamanda artık futbol ilgi çeken sporlardan. Bizde de aynı şekilde.
Kadın hekim, diyetisyen, fizyotrerapist veya psikologlara ulaşıyorum. ''sporda etik'' konusunu Türkiye'de işlemeye çabalıyorum. Dört mevsimin yaşandığı güzel ülkemizde birçok güzel festival yapılıyor fakat katılım çok az. Ben de bir ara ajansta çalıştığımdan biliyorum çoğunun çok kısıtlı bütçeleri oluyor. Onları bulup haber yapıyorum. Elimden geldiğince videoya çekiyorum. En büyük sorun şu ki sporların çoğunda kendim çekmediğim sürece elimde veri yok denecek kadar az. Türkiye'nin dört bir yanında videosu yapılabilecek öyle hikayeler var ki, ama ben de tek kişiyim ve videografer olmaktan para kazanıyorum.
Haberlerin dışında içerik olarak şimdiye kadar kimlerle görüştüm;
Pandemi dönemi instagram canlı yayını dizisine başladım. Öncesinde röportajlar olarak yapıyordum.
Eylem Şenkal (Spor psikoloğu), Namık Ekin (Duayen Antrenör), Merve Aydın (Fransa’ya transfer olan milli basketbolcu) gibi spor sektöründe önemli isimlerin olduğu 20' e yakın instagram ve youtube canlı yayını gerçekleştirdim. Ayrıca pandemi öncesi Banu Yelkovan (Spor Yorumcusu), Evin Demirhan ( Milli Güreşçi) , Necla Güngör ( A Milli Takım Teknik Direktörü) gibi isimlerin bulunduğu röportajlar yaptım.
Siteniz sizce nasıl bir fark yaratıyor, bu site neden önemli?
''Sporda kadın'', Forum Tauri firmasının desteklediği bir sosyal girişim. Kendisi özellikle videolarla içerik üreten spor ve kadın konularını bir araya getiren bir platform. Türkiye'deki online dikkate alındığında ilk 5 arasında yer alıyor. Zaten Türkiye'de sağlık ve kadın konularında toplasanız 10 tane yoktur dergi. Çoğu da offline veya video içerikleri az ya da yabancı yazıları Türkçe'ye çevriyorlar.
Medyada bilinirliği arttıkça spor ile ilgilenmeyen kadınlarımızı biraz olsun uyandırmak en büyük hedefim. Aslında konunun en altında zihniyet yatıyor. Asıl olan bunu değiştirebilmek, normalleştirebilmek var. Normalleştirilen dizilerdeki sapkın zihniyet olmamalı! Spor salonuna giden, sağlıklı beslenen, sabah sporu yapan, zinde genç ve yaşlılar olmalı.
Tabii benim bir görüşüm olabilir ama çalıştığım ve emek verdiğim ''sporda kadın'' sosyal girişimi asla siyaset ve din konularına girmez.
Bu site evet önemli, çünkü bir yaraya parmak basıyor. Kadınlar spor yapsın ve bu da çok normal diyor. Örneğin bizde üst düzey bir yöneticiyi bisikletle işe giderken göremezsiniz. Bu onlara göre ego savaşı. Oysa bakış açısı tam tersi olmalı. Sigara içilmesinin sorulması gibi spor da sorulmalı. Yeni dünya sadece işi ile var olan insanları dışlıyor. Spor, çocukluktan alınması gereken bir kültür. Aslında kadınların da ata bindiği bir kültürden geliyoruz ama belki de onları da unuttuk ve ara bir dönem yaşıyoruz.
Sporda kadın'ın en temel amaçlarından birisi de aslında Türkiye'deki güzel haberleri toparlayıp dünyaya tanıtmak, dünyadaki haberleri Türkiye'ye tanıtmak.
Spor dünyasındaki kadınların yaşadığı en önemli sorunlar neler sizce?
Hangisinden başlasam bilemedim, en iyisi madde madde özetleyeyim.
• Sporcular sponsor bulmakta zorlanıyor. Çünkü sponsorların ilk baktığı şey takipçi sayısı.
• Sporcular sosyal medyayı kullanmayı bilmiyorlar.
• Spor organizasyonlarının doğru düzgün videoları çekilmiyor. Bilinen spor dalları ve uluslararası bazı müsabakalar hariç.
• Sporcular influencer olmadıklarını düşündükleri için kendilerini ortaya koymuyorlar.
• Maddi tatmin zaten eksik olduğundan manevi tatmin ile sporcular çok yol alamıyor.
• Hepsinin mutlaka ikinci bir işleri olması gerekiyor ve bazen ikinci plana atmak zorunda kalıyorlar.
• Sporu birinci plana alan ise büyük bir risk aldığını düşünüyor ve gelecek kaygısı ile de baş etmesi gerekiyor.
• Türkiye özelinde bir de üstüne işbirliği yapmak isteğinin azlığı ekleniyor.
• Spor dalına göre de değişkenlik gösteriyor. Yani dövüş sporları mesela mma yaptığı için spor salonuna kabul edilmeyen çok başarılı kadın sporcular var. İnanmazsınız ama evet bu devirde ve hala. Biatlon yapıp kışın uygun mekan bulamayan ya da su topu yapıp havuzu kapananlar var.
• Gelişmiş ülkelerde çocuğunu spora yönlendirmek için çaba sarfeden aileler varken bizde gizli gizli spor yapan ve avrupa şampiyonlukları kazanan kadınlar var.
• Ayrıca da festivallere basının ilgisi az.
Bir kadın olarak sizin gözlemleriniz deneyimleriniz neler, kadınlar, girişimci kadınlar iş hayatında hangi engellerle karşılaşıyor? Birkaç maddeyle sıralar mısınız? Tanık olduğunuz veya yaşadığınız enteresan durumlar var mı?
Arya gibi girişimci kadınların olduğu platformlara üyeyim ve aktif takip ediyorum. Birçok girişimci ilk kurduğunda sermaye problemi yaşıyor doğal olarak. Buna takılmayıp minik girişimlerle başlamak gerektiğini düşünüyorum. İkincisi tabii bilinirlik oluyor. Her girişimci önce kendi çevreleriyle başlamalı. Çünkü ilk alıcı onlar olunca, sizde kendinize güverek devam ediyorsunuz.
Çoğu zaman önce tamam deyip sonra vazgeçenler, ama benim takipçim senden fazla diyerek umursamayanlar ve nadir de olsa misyonu anlayıp yanındayız diyenler oluyor. Mahatma Gandi der ki: Önce seni görmezden gelirler, sonra sana gülerler, sonra senle dövüşürler ve sonra sen kazanırsın.!! Ben ve benim gibi kadınlar henüz kazanmadık, ama az kaldı.!
Kadın istihdamında daha fazla kadının yer alması için kadınlara ve erkeklere bir çağrıda bulunur musunuz?
Mutlaka hareket edin, çalışın! Çalışmak en önemlisi, tatmininiz yalnızca maddi olmamalı. Spor olabilir, iş kurmak olabilir. Beyninizi ya da vücudunuzu çalıştırmazsanız var olma sebebinizi de kaybedersiniz. İnsan dengesi üç bacaklı.
Ruh, beden ve zihin!
Başka kadınların öğrenmesi, rehber olması için yaptığınız işle ilgili, uzmanlığınız olan konuda birkaç püf noktası paylaşır mısınız?
Anneyseniz çocuğunuza eğitimi aşıladığınız kadar sporu da aşılamalısınız. Sağlıklı beslenen ve spor yapan insanlar, kesinlikle yaşlılığını güzel geçiriyor. Pandemi döneminde hareketsiz yaşam ve stresin ne kadar hayatınızı etkilediğini daha net görmüşsünüzdür. Sosyal medya hakkında ise şunları söyleyebilirim; yazısız kısa videolar kullanabilirsiniz. Eğer ileride ben de profesyonel videolar yapmak istiyorsanız bir an önce başlamalı ve özellikle premier pro öğrenmelisiniz.
Pandemi nedeniyle işiniz nasıl etkilendi, sorunlarınız neler? Evinizde iş bölümü var mı? Pandemi sonrası için işiniz açısından planlarınız neler?
Açıkcası beni olumlu etkiledi. Dijitalde parlayan konu video olunca birkaç iş daha aldım diyebilirim. Pandemi sonrası daha da artmasını bekliyorum. Ama dünyada konuşulan işsizlik artış rakamları gerçekten korkunç umarım tahmin edilenler olmaz. Spor açısından bakınca birçok festival ve turnuvalar maalesef iptal oldu. Umarız seneye çok daha büyükleri yapılır da aradaki açığı kapatabiliriz.
Pandemi sonrası sizce nasıl bir hayat ve ekonomi düzeni bizi bekliyor olacak, neler değişecek veya değişmeli?
Önce uzun vadeli cevaplamak isterim. Dijitaldeki videolarda artış olacak ve kitapların yerini video anlatımları alacak. TV ve radyolar yok olacak. Artık youtube, twitter, instagram o kadar hızla değişiyor ve evriliyor ki. Örneğin benim evimde TV yok youtube ve Netflix var.
Spor açısından bakınca ise yalnızlıklar çoğalırken aynı zamanda topluluk halinde yapılan etkinlikler de çoğalacak. Sonuçta sosyal varlıklarız birbirimize ihtiyacımız var. Sporun da en temel amacı sosyalleşmektir.
Kadınlar ise dünyayı yönetecek…
Kısa vadeli bakınca ise Türkiye şartlarında, bu dönemde olduğunuz hali koruyabilmek büyük avantaj.