Santa Farma Ailesi online olarak gerçekleştirilen 2020 yılı değerlendirme toplantısında bir araya geldi. 2021 yılı hedeflerinin de ele alındığı toplantıda, Santa Farma Ailesi’ne hitaben bir konuşma yapan Santa Farma Yönetim Kurulu Başkanı Erol Kiresepi, pandemiden dolayı küresel bazda ve Türkiye özelinde sektör beklentileri hakkında önemli mesajlar verdi.
Pandemiden alınan en önemli dersin; toplumsal çıkarların, bireysel çıkarların önüne geçmesi gerektiğinin anlaşılması olduğunu vurgulayan Kiresepi, “Salgın nedeniyle üzerinde durulması gereken bir başka sosyo-ekonomik sorun ise bulunan aşıların ve potansiyel tedavi ilaçlarının insanlar arasında adil bir şekilde dağılımının sağlanması sorunudur” dedi.
Sektör yüzde 21 büyüme gösterdi
Türkiye ilaç pazarının değer bazında 2019 yılına göre 2020 yılında yaklaşık yüzde 21 oranında büyüyerek, 41 milyar TL’den 49.8 milyar TL’ye ulaştığını belirten Kiresepi, kutu bazında ise üretimin; 2019 yılına göre yüzde 2.8 oranında azalma ile 2 milyar 210 milyon kutudan 2 milyar 150 milyon kutuya düştüğüne işaret etti.
Sektörde kutu bazında bir düşüş, değer bazında ise bir artışın görüldüğünün altını çizen Kiresepi, bunun nedenini şöyle ifade etti: “Üretimdeki düşüşün pandemi koşullarıyla ilgisi çok açıktır. Değer bazındaki artışların en önemli sebebiyse, fiyatlardaki artıştır. Ancak, pazardaki ürün taleplerinin yüksek fiyatlı ürünlerle yeni çıkmış ürünlere kaymış olması da değer artışının bir diğer nedeni olabilmektedir. Sektörde üretim artışı olmadan değer artışı olmuştur. Bunun pazar payının büyümesi ile ilgisi yoktur. Tamamen pandemi ile Türk ekonomisinde yaşanmakta olan olumsuz durumun bir etkisidir. Önemli olan Türkiye ilaç pazarını büyütmek ve dünya ilaç pazarındaki sıramızı yükseltebilmektir. Tüm stratejik yönetimlerde belirtildiği gibi, tehditleri fırsata çevirebilmek ve kendisini gösterebilmektir.”
Dünya ilaç sektörünün 2020 yılı itibari ile beraber pazar değerinin 1 trilyon 250 milyar Dolar olduğuna vurgu yapan Kiresepi, “Bu pazarın, 2021 yılında 1 trilyon 300 milyar Dolar olacağı beklenmekte ise de, pandeminin dünya ilaç pazarını etkilediği görünmekte. 2023 yılına kadar pazarın 1 trilyon 600 milyar Dolar’a ulaşacağı uzmanlar tarafından öngörülmektedir” dedi.
“Sektörü ciddi yapısal değişimler bekliyor”
Kiresepi, sektör beklentileri hakkında şu ifadelere yer verdi: “Bütün sektörlerde olduğu gibi ilaç sektörünü de teknolojik, demografik ve iklim değişikliği nedeniyle ciddi yapısal değişimler bekliyor. Bu konuda fütüristlerin öngördüklerini şöyle özetleyebiliriz; maliyet yüksekliği nedeniyle ana üretici firmaların sadece molekül geliştirme ve etken madde üretimine kayacağı, ilaç üretimini yavaş yavaş jenerik ilaç üreticilerine bırakacağı öngörülmektedir. Bu ise piyasada yakın gelecekte jenerik piyasaların çoğalacağı anlamına gelmektedir.
Sektör, diğer tüm sektörler gibi dijital teknolojiyi takip etmek, sanayi 4.0 uygulamak ve Ar-Ge yatırımlarını mutlaka geliştirmek zorundadır. Kuşkusuz bu konu ile ilgili yatırımlar artacaktır. Dijital tedavi çağı başlayacak; hasta, doktor, teşhis, tedavi, ilaç sarmalı büyük ölçüde dijital ortamda internet aracılığı ile sağlanacaktır. Tedaviler artık hastane ve klinik ortamında değil evlerde yapılacaktır. Sadece ameliyatların hastane ve kliniklerde yapılacağı bir çağa girmekteyiz. İklim değişiklikleri bilinmeyen virüslerin ortaya çıkmasına neden olacak. Aşı ve tedavi için ilaç araştırmaları artarak devam edecektir. Bu durumda ilaç sektörünün kalıtsal kronik hastalıklarla ilgili portföyü doğal olarak değişecektir. Önümüzdeki yıllarda da ilaç sektörü doğumdan ölüme kadar her alanda sağlığa hizmet edecektir.”
İş dünyası yeniden kodlanıyor
Uzun süredir devam eden ve ne kadar süreceği de belli olmayan pandemi nedeniyle iş ve sosyal hayatta radikal değişimler görüldüğünün de altını çizen Kiresepi, "Yeni iş yapma modelinde fonksiyonel işler yerlerini yavaş yavaş yapay zekaya bırakıyor. Diğer çalışanlardan işlerinde uzman olmaları ve proje bazlı olarak çalışmaları bekleniyor. Neticede eğitimli, nitelikli çalışanlara ihtiyaç artıyor. Yeni normal, iş dünyasında kuşkusuz yeni mesleklerin ve işlerin doğması bekleniyor; ama bir işsizlik dalgasından da korkuluyor.
Uluslararası İşverenler Teşkilatı (IOE) ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), potansiyel işsizlik ve büyüyen göç sorunu için kapsamlı çalışmalar yapıyor. Şirketler bu dönemde kar etmekten ziyade ayakta kalma çabası içine girmiş durumdalar. Bu nedenle yeni gerçekte şirketler arasında nicelik yerine nitelikli çalışma yükselen yıldız oluyor. Şirketlerin güvenilirliği, sürekliliği yüksek kar etme hedeflerinin önüne geçiyor. Kısaca iş dünyası yeniden kodlanıyor" dedi.
Kadın İşveren ve Sanayiciler Derneği Başkanı Göknur Atalay - Projeler. - Girişimci Kadın Sorunları Videoyu izlemek için buraya tıklayın