Kadın-çocuk haklarını bilen ensestin ne olduğunu iyi bilir

BUGÜN esasında “İstanbul Startup” ile ilgili bir yazı yazacaktım ama uzun yıllar “toplumsal cinsiyet eşitliği”ni yazmış biri olarak günlerden beri devam eden “ensest tartışmalarına” sessiz kalamadım.

Aynen dün Murat Yetkin’in şahane yazısında dediği gibi “utanç verici bir tartışmanın taraflarıyız hepimiz.” Ensest konusunda bugünlerde bir kavram kargaşası olsa da, kadın ve çocuk haklarıyla yakından ilgili olan herkes ensest lafı geçtiğinde öncelikle şunu anlar:

“Çocukların aynı evde, en yakın bildikleri, en güvendikleri baba, kardeş, ağabey, amca, dayı, teyze, hala gibi birinci derecede akrabaların cinsel istismarına uğramaları.”

Ne var ki, Türkiye’den farklı olarak, başka ülkelerde olarak hükümetler, kurumlar düzeyinde konuşuluyor, araştırmalar yayınlanıyor, makaleler yazılıyor.

İnternette Avrupa’daki ensest oranıyla arama yaparken karşıma “ABD’de ensest büyük bir sorun” diye bir uzunca makaleye rastladım.

Çocuk fahişelerin yüzde 95’inin ensest mağduru olduklarına dair bir bilgi gözüme çarptı.

ATAERKİL AİLE YAPISI

Türkiye ile ilgili şöyle bir tespitte bulunabiliriz:

Bizde ensest vakalarının daha yaygın görülmesinin nedeni, ataerkil bir toplum olmamızdan, ağalık sisteminin günümüze kadar devam etmesinden ve kadınları korumak için yürürlükte olan yasaların uygulanmamasından kaynaklanıyor.

Ülkenin pek çok bölgesinde erkeklerin kızı, karısı ve hatta gelini olsun kadına malı gözüyle bakmadığının aksini kim iddia edebilir?

Gila Benmayor'ün yazısının tamamı için TIKLAYIN 

Murat Yetkin gibi bu sorunlara el atan erkek meslektaşlar çoğaldıkça ensest ve diğer zor konularda yol alabileceğiz.