KÜLTÜR

Beren Saat, "Ülkede huzur istiyorsanız çocuklarınızı feminist yetiştirin"

Oyuncu Beren Saat'in, Fransız gazetesi Le Figaro'da yayınlanan söyleşide yaptığı açıklamalar büyük yankı uyandırdı.

Le Figaro'dan Reyhan Atay'a konuşan Beren Saat, cinsiyet eşitliği, kadınların uğradığı cinsel taciz,  #MeToo kampanyası, kendisinin uğradığı taciz ve feminizm hareketiyle gibi düşüncelerini paylaştı.

Beren Saat, Fatmagül'ün Suçu Ne dizisiyle ilgili "Tecavüz sahnesinden aklınızda ne kaldı?" sorusuna şöyle yanıt verdi:

"Sahnenin öncesinde ve sonrasında bir psikoanalist tarafından takip edildik. Bana "Sahneyi karnından bıçaklanıyormuşsun gibi düşün," demişti. O korkunç sahnenin çekilmesi iki gün sürdü. Sinirlerimin bozulup ağladığım zamanlar oldu. Tek dileğim kolumu ve dizimi gerçekten acıtan sahnenin çekimin bitmesiydi."

 Saat, "Weinstein'le başlayan #MeToo hareketiyle ilgili ne düşünüyorsunuz?" sorusuna ise; "Tüm o kadınların dayanışmasına hayranım. Birkaç yıl önce psikoloji öğrencisi Özgecan'ın ölümüyle benzer bir hareketi Türkiye'de de yaşadık. Benzeri görülmemiş bu barbarlığın ardından bu genç kız hakkında yazmaya ve gösterilere katılmaya karar verdim. Ardından yavaş yavaş kendi deneyimlerimden sosyal medyada bahsetmeye başladım: Bir TV yöneticisinin cinsel tacizde bulunmuş olması veya setlerde benimle eğlenmek isteyen aktörlerin yaptığı manevralar. İtirafımdan sonra fark ettim ki birçok kadının dili çözüldü ve "Ben de mağdurum," demeye başladılar. Dünyadaki kadınların hareketi beni onurlandırıyor ve en önemlisi de sonucu: Kadınların bir araya gelmesi, tüm bu direnişin birlikte projelere öncülük etmesi. Eşitliği tadacağımızı da umuyorum." yanıtını verdi.

Feminizmden korkmayın diyen Beren Saat şu çağrıda bulundu, "Sürpriz bir şekilde feminizm gibi izm'le biten bazı kelimelerden korkuluyor. Çocukları olan arkadaşlarıma "Eğer ülkenin huzuruna katkı sağlamak istiyorsanız çocuklarınızı feminist yetiştirin. Feminizmden korkmayın, diyorum.

Dayanışma bugünlerde bütün toplumlarda elle tutulur durumda. Geçmişte Türkiye'deki kadınlar acılarını dışa vuramıyorlardı. Belli kültürel kodlardan dolayı korkuyorlardı. Ama bugünlerde işler ve mantelite değişti. Cinsel tacizi rapor edebileceğiniz mobil uygulamalar, risk durumundaki kadınlara sahip çıkan 7/24 açık olan merkezler var. Türkiye'de ve dünyanın geri kalanında büyük bir sosyolojik ilerlemeye ve mentalite değişikliğine tanık oluyoruz. Ama bu, ürkütücü bir gerçeği unutturmuyor: Birçok kadın sessiz kalmaya devam ediyor. Bizim savaşımız da bunu kırmak ve tüm kadınları korumak için!"