PATRONİÇELER

Aslı de Munnink, "Kararlı ve mücadeleci bir şekilde ilerlemeye çalıştım"

İşte Kadınlar olarak amaçlarımızdan biri de tıpkı kadın girişimciler gibi iş dünyasındaki başarılı iş kadınlarının da medyada daha fazla görünür olmasına katkı sunmak. Kadın çalışan oranında da hala eşitliği yakalamamışken kadınların yönetim kademelerinde yer almasının parmakla gösterilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Erkek egemen bir dünyada tutunmak, hele hele yönetim kademelerine tırmanmak kolay olmasa gerek.

Acaba bunu nasıl başardılar? Hangi engellerle karşılaştılar ve bu engelleri nasıl aştılar? Benzeri pek çok sorunun cevabı onlarda. Onların başarı dolu hikayelerinin başka kadınlara da ilham kanağı olacağından eminiz. İşte onlardan biri daha...

 Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra iş hayatına inşaat yüksek mühendisi olarak başlayan Aslı de Munnink, şirketlere iş  geliştirme danışmanlığı hizmeti verince artık bu alanda çalışmak istediğine karar vermiş. Geçen yıllarla birlikte kariyer basamaklarını başarılı bir şekide tırmanan Aslı de Munnink, bugün artık Borusan Otomotiv Grubu Dijital Dönüşüm'den Sorumlu İcra Kurulu Üyesi olarak görev yapıyor. Hem başarılı bir iş kadını hem de 2 çocuk annesi olan başarılı iş kadını Aslı de Munnink, İşte Kadınlar'ın sorularını yanıtladı. 

ASLI de MUNNİNK KİMDİR?

AMERİKA'DA DOĞDU TÜRKİYE'DE ÜNİVERSİTE OKUDU

Sizi biraz tanıyalım istiyoruz, nerede, nasıl bir ailede büyüdünüz?   

Amerika’da doğdum. Akademisyen bir ailede büyüdüm. Rahmetli babam ve annem çok özverili, sevgi, saygı ve güven dolu bir ortamda öğrenmeye teşvik ederek, soru sormaya, hep ileriyi düşünmeye yardım ederek, hayatın mücadele içinde olacağını göstererek bizi yetiştirdi. Kardeşim de akademisyenliği seçti.

İlkokulu İstanbul’da bitirdikten sonra babamın Amerika’da bulunması ile biz de taşınma sürecine geçtik. 1981 yılında hiç İngilizce bilmeden Amerika’da Orta 1’de okula başladım. Okulun ilk ve tek yabancı öğrencisiydim. İlk birkaç ay birçok derse giremedim. Bu dönemde okulun İngilizce öğretmeni ile İngilizce laboratuvarında zaman geçirdim. Matematik derslerini severek takip ediyordum, içerik olarak takip edebildiğim için sınıfımla beraber olmama da yardımcı oluyordu. Kısa bir süre sonra hızla o aradaki açığı kapatmaya başladım ve diğer öğrencilerin arasına katıldım. İlginç bir serüvendi. Daha sonra Türkiye’ye döndük ve son dakikada Üsküdar Amerikan Kız Lisesi’nin Orta 3. sınıfı için dışarıdan öğrenci alınacağı bilgisi gelince sınava girdim, kazandım. Üsküdar Amerikan’dan mezun olduktan sonra 1987’de Boğaziçi Üniversitesi’ne girdim ve 1991 yılında İnşaat Mühendisliği bölümünden mezun oldum. O dönemlerde Çevre Mühendisliği konusuna ilgi duyuyordum. Rahmetli Kriton Curi, hocam oldu. Boğaziçi Üniversitesi’nde İnşaat ve Çevre Mühendisliği konusunda mastır yapmaya başladım. 1992/93’te deneysel çalışmaları yapmak üzere Alman hükümetinden aldığım burs ile Stuttgart Üniversitesinin Katı Atık Enstitüsüne gittim. Katı Atık konusunda uzmanlaştım ve 1994 yılında İnşaat Yüksek Mühendisi olarak Ekinciler Holding bünyesinde çalışmaya başladım. İlerleyen yıllarda, okumayı sevdiğim için 2008 yılında Heriot Watt Üniversitesi’nden MBA aldım. Kısa bir dönem İngiltere’de yaşadıktan sonra Türkiye’ye geri döndük ve sonrasında çocuklarımız doğdu. Şu anda Türkiye’de iki çocuğumuz ile yaşıyoruz. Hayatı onlarla farklı farklı anları ile yaşamak, sevginin çok farklı bir boyutunu oluşturuyor.

DİJİTAL DÖNÜŞÜMDEN SORUMLU İCRA KURULU ÜYESİ

Şimdi bulunduğunuz noktaya gelene kadar yıllara göre, hangi şirketlerde hangi görevlerde bulundunuz?

Akademik kariyeri sevdiğim halde özel sektöre geçmek konusunda kararlıydım. Önce İnşaat Yüksek Mühendisi olarak İş Geliştirme konusunda Ekinciler Holding bünyesinde görev aldım. Daha sonra IBS Research & Consultancy firmasında yabancıların Türkiye ve dış pazarlarda yatırım yapmalarına yönelik ”business intelligence” konularında danışmanlık yaptım. Danışmanlığa devam ettim. Bersay Stratejik Danışmanlık’ta özellikle IBM ile çalıştıktan sonra masanın diğer tarafına geçmek istediğimi anladım. 2000 yılında Compaq (sonra Hewlett Packard  ) Türkiye ailesine katıldım. Türkiye’de IT  sektöründe ilklere adım attığımız bir dönemdi. İlk satış odaklı iletişim merkezi (CRM), internet iş geliştirme ve veri tabanı konularında ilerledik. Türkiye’de de yakaladığımız başarı güçlü bir ekip çalışması ve ortaya koyduğumuz vizyon ile gerçekleşti. Kısa bir sürede bu tempoyu yakalamış olmamız sonucundan EMEA bölge yönetimine geçmem için bir teklif aldım. 2002 itibarıyla 2015’e kadar Hewlett Packard EMEA Dijital Pazarlama Bölge Lideri olarak 30’dan fazla ülkeyi yönettim. Dijital pazarlama ve dijital transformasyon alanlarında global olarak değişimi yöneten EMEA lideri olarak çalıştım. 2016 yılında IT sektöründe olan Cisco EMEA ailesine katıldım. Yine bölge ve dijital odaklı daha yeni bir alan olan dijital içerik yönetimi konusunda bir yapıyı, bölgede oturttum. Global bir pozisyon için bir IT firmasında değişimi yönetmek amacıyla Amerika’ya taşınma aşamasında iken Borusan Otomotiv’den gelen teklif, farklı bir heyecan verdi. Türkiye’de kalıp yeni görevimin başına Mayıs 2018’de Borusan Otomotiv Grubu Dijital Dönüşüm’den Sorumlu İcra Kurulu Üyesi olarak geçtim.

KENDİMİ HEP GELİŞTİRDİM

Hayatınızın ve kariyerinizin dönüm noktası hangi olay ya da olaylardı, sizi nasıl etkiledi?

Her çalıştığım firmada işimi, büyük bir bağlılık, enerji ve yeni bir vizyon ile yönettim. Hedefimi hep belirledim. Kendimi hep geliştirdim. Mücadele eden, dürüst ve etik bir lider olarak çalıştım. Kendime güvendim. Danışman olarak çalıştığım bir dönemde kilometre taşlarını hızlıca atladım. Değişik kültür ve organizasyon yapıları ile sektörleri inceleyerek müşteriden daha önce koşmaya başladım. Özellikle, genç yaşta EMEA bölge görevine getirilmiş olmam önemli bir adım oldu. EMEA çok dinamik bir bölgedir. İngiltere, Fransa ve Almanya gibi büyük ülkeler ile çalışırken farklı boyutta yaratıcı olan orta ve küçük ölçekli ülkelerde gerçek anlamda bir dijital transformasyonu yaşadım ve yaşattım. Şimdi Borusan Otomotiv için planlarımız var.

AJANDA YOĞUN, PROJELER FARKLI

Günde kaç saat çalışıyorsunuz, bir iş gününüzde neler yapıyorsunuz, işinizi seviyor musunuz, mutlu musunuz?

Hepimizin problemi zaman. Tempo yoğun. Benim açımdan şimdi farklı olan çok uzun yıllar bölge görevinde bulunduğumdan dolayı çok seyahat ederek ve uzaktan çalışma modeli ile görevimi sürdürmemdi. Borusan Otomotiv olarak dinamik bir yapı içinde değişik ofislerde çalışabiliyoruz. Uzaktan çalışma altyapımız hazır, bunun kullanılmasını sağlıyoruz. Özellikle, ekibim ile bir araya geldiğimizde uzun bir aile masası etrafında toplandık diyorum. Ajanda yoğun, projeler farklı ve hız kazanmaya çalıştığımız bir dönem. Müşteri odaklı olmamız için gereken iyileştirmeler, BMW, MINI ve Jaguar Land Rover ile yapılan değişim yönetimi ile paydaşlarımızla optimizasyonu kısa dönemde oturtmaya çalışıyoruz.

Ofis ortamından çıktıktan sonra da beyin yoğun bir şekilde çalışmaya devam ediyor. Bu nedenle enerjimi belirli aralıklarla farklı noktalara ayırmaya çalışıyorum. Bir dönem Instagram ve içerik yönetimi incelerken fotoğraf çekmeye başladım. Her gün o güne ait beni düşündüren, enerji veren bir fotoğrafı Instagram’da bir iki kelime ile paylaşıyorum. Aslında arka planda bu fotoğraflarla ilgili bir planım var. Bir nevi anı defterimi hikayelerle oluşturuyorum. 2 yıl daha böyle devam etmek hedeflerim arasında. Eve geldiğimde çocuklar ile bambaşka bir dünyanın içine dalıyorum.

HATA İLERLEMEK İÇİN BİR ADIM

İş hayatında çıkardığınız en önemli hata neydi? Bu hatadan hangi dersi çıkardınız?

İş hayatının en önemli değeri olan hata yapmanın aslında ilerlemek için bir adım olduğunu hepimiz gördük. Önemli olan yapılan hatalar sonucunda liderlerin, organizasyonda etkilenen kişilerin daha güçlü ilerlemesine yardımcı olmaları diye düşünüyorum. “Assumption is the worst enemy” deriz. Eskiden çalıştığım bir şirkette CMO için hazırlanan global bir projeyi yönetiyordum. Proje kapsamında global bir ekip oluşturduktan sonra ilerlemeye başladık. Kısa bir süre sonra istediğimiz veri setlerine ulaşamayacağımızı net olarak gördük. Bu da projenin planlandığı gibi gerçekleşmeyeceğini bize gösterdi. Grup lideri olarak yönetime durumu anlatıp, ekibi dağıtmamız, projeyi daha basit bir yapıya dönüştürmemiz gerektiğini anlattım. Kısa bir süre içinde hatayı görüp CMO’nun desteğini almış olmam ekibi daha etkin kıldı. Basit bir yapıda projeyi yürüttük, ölçümleyebileceğimiz sonucu aldık, çalışan ana ekibi destekledik, gruptan ayrılan ekibe de farklı bir projede çalışma fırsatı sunduk.

DOĞUM İZNİ BİTER BİTMEZ İŞ BAŞI YAPTI

 Kariyer yaparken karşınıza çıkan en önemli engeller nelerdi, nasıl aştınız ya da aşamadınız?

Çalıştığım tüm kurumlar, çeşitliliğin önemsendiği, kadın ve erkek çalışanların bir arada olduğu yerlerdi. Bu konuda şanslıydım. İki çocuk annesiyim. Kariyerime çok kısa da olsa ara verdiğim dönemler oldu. Ancak bunun hiçbir zaman, bana olan güveni ve verilen görevlerin üstesinden başarıyla gelebileceğim yönündeki algı ve inancı kırmasına izin vermedim. İkinci çocuğum doğduğunda doğum iznimin yasal süreci biter bitmez yönetim ekibim, merkezi Amerika’da olan bir projeyi yönetmemi istedi. Bu durum sık sık orada bulunmayı gerektiriyordu. Adaptasyon sürecine bile girmeden bir anda kıtalar arası bir projeyi yönetme görevinin içine girdim. Yarattığınız marka ve güven sizi bu noktada taşıyor.

FOTO ALTI- “Güney Afrika’daki bir toplantı” 

HAFTA SONU AİLEMLE OLMAYA ÖZEN GÖSTERİYORUM

İş hayatı dışında hafta içi- hafta sonu kendiniz için neler yapıyorsunuz ve ne kadar zaman ayırıyorsunuz? 

Tempo gerçekten yoğun. Hafta sonu geldiğinde ailem ile birlikte olmaya özen gösteriyorum. Çocuklarımı Cumartesi ve Pazar spor çalışmalarına götürüyorum, antrenman yaparlarken onları seyrediyorum. O yaşadıkları küçük heyecanları, takım çalışmalarını, disiplinli olmaya gösterdikleri çabaları izliyorum. Bol bol sporda fotoğraflarını çekiyorum. Ara ara da okumak istediğim bazı makaleleri de yanımda götürüyorum. O süre içinde gerçekten iyi bir çalışma temposunu da yakalıyorum.

Spor hep yaptım ama son zamanlarda biraz daha öncelik verdiğim konular arasında. “At home walking” adı altında bir programım var. Hafta sonları biraz daha yoğun spor yapmaya çalışıyorum. Yoga yapmaya birkaç yıl önce başladım. Faydasını görüyorum. Tenis hayatımda hep önemli olmuştur. Bu sene de baharı bekliyorum.

Arkadaşlarımla enteresan bir bağım var. Çok sık görüşme fırsatım olmasa da tekrar görüştüğümde hiç ara vermemiş gibi geliyor. Güzel bir bağ oluştuğunuzda kopmadan devam edebiliyorsunuz. Bazen Pazartesi günleri için program yapmaya özen gösteriyoruz hep beraber.

Ciddi bir Netflix izleyicisiyim. Çoğu akşam 20 /30 dk. seyredecek bir dizi ya da filmi yakalıyorum. Dekorasyon, iç mimari, takı tasarımı gibi konulara ilgim var. Eskiyi seviyorum, bu aralar daha çok 70’li yılların cam ve kristallerini eskicilerden toplamaya çalışıyorum.

Kitap okumayı sevmekle birlikte daha “snackeable” diyebileceğimiz içerik ile ilerlemeye çalışıyorum. 10 Kasım’da Borusan Holding, çalışanlarına “Beyaz Zambaklar Ülkesinde” kitabını hediye etti. “Geçmişten Sesler ve Renkler” bu aralar okumaya başladığım iyi kitap arasında.

Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nı takip ediyorum. Özellikle, bir Borusanlı olarak Borusan Holding’in sanat ve kültüre vermiş olduğu değeri zevk alarak takip edebiliyorsunuz.

BORUSAN OTOMOTİV'DE ÇALIŞANLARIN YÜZDE 35'İ KADIN

 İş kadınlarına başarılı olabilmeleri için ne tavsiye edersiniz, üç anahtar sıralar mısınız? Girişimci olmak isteyen ama sermayesi ya da cesareti olmayan kadınlara ne tavsiye edersiniz?

Borusan ailesine katıldıktan sonra “Borusan Eşittir” projesini daha yakından inceleme fırsatını yakaladım. Kadın ve erkeğin sadece kağıt üzerinde değil zihinlerde de eşit olmalarını sağlamak, hiçbir toplumsal rol ve algının eşitliğe engel olmayacağı mutlu ve başarılı bir geleceği birlikte inşa etmekle ilgili Borusan Eşittir. Tüm Borusan Grubu şirketlerinde çeşitli inisiyatifler hayata geçiriliyor ve toplumsal cinsiyet ve statü eşitliğinde daha bilinçli bireylere dönüşmemize katkı sağlıyor. Bu bizim için önemli. Borusan Otomotiv olarak şu anda İcra Kurulu"nda iki kadın var, çalışanlarımızın yüzde 35’e yakını kadın.

Ben bu sürede kendi açımdan bakarsam, lise hayatım sırf kız öğrencilerin olduğu Üsküdar Amerikan’da geçti. Üniversite yıllarımda ise Boğaziçi Üniversitesi’nde karma bir eğitim ile karşılaştım. İnşaat Mühendisliği’nde çok az sayıda kadın vardı. Tüm bunlar hayatın karma olduğunu bana erken yaşlarda anlattı. Kadın veya erkek olun kendi markanızı nasıl oluşturduğumuz, neyi hedeflediğiniz, nasıl ilerleyeceğiniz önemli. Başarı çok çalışmakla oluyor fakat doğru yere odaklanmanız, yol haritasını oluşturmanız da çok önemli. Çalıştığım kurumlarda erkek egemen rollerde başarıyla yükseldim. Değişik bakış açılarını özenle değerlendirerek, neyi yapmak istediğimi belirledim; kararlı, istekli ve mücadeleci bir şekilde ilerlemeye çalıştım.

KENDİLERİNİ İNİŞ ÇIKIŞLARA HAZIRLAMALILAR

Sizce iş hayatında kadınların daha fazla yer alabilmesi, cam tavanların-duvarların ortadan kalkması için neler yapılmalı? Kadınlara ve erkeklere ne söylersiniz, bir çağrıda bulunur musunuz?

Çalışanların, özellikle teknoloji gibi çok hızlı dönüşümlerin olduğu alanlarda kendilerini inişlere ve çıkışlara hazırlamaları, bakış açılarını nasıl kurguladıkları önemli. Ben kendime şu soruları sordum: İşimi seviyor muyum, işimi sahipleniyor muyum, kendimi bu alanda ifade edebiliyor muyum ve görüşlerimi paylaştığımda etki yaratabiliyor muyum? Sözle değil, yaptıklarınızla, öne çıkardıklarınızla, takım oyunculuğunuzla liderlik ve vizyonunuzla kazanıyorsunuz. Tavsiyem, deneyim kazanabilecekleri, operasyona yakın rollerde çalışmaları. Yaptıkları işin kurumlarına olan katkısını gördüklerinde, işlerini ve kurumlarını sahiplendiklerinde fark yaratabileceklerini görebilirler. Unvan için değil, şirkete verdikleri değer için çalışmaları.